Yapıt Hakkında
Beş hikâyenin beşinde de yazar, değişik kişiler gibi görünerek kendi iç dünyasının kargaşasını yansıtır. Kitaba adını veren ilk hikâyede yaşlı anasıyla yaşayan, kırkını aşkın Abdullah Efendi, küçük bir lokantada, içki masasında gülüp konuşmakta beş arkadaşın arasında, yan masalardan birindeki bir kadına dalarak, söz geçiremediği ikinci kişiliğinin yalnızlığına geçer; üç sene öncesine ait bir rüya etkisinde kendine ve çevreye yabancılaşır. Arkadaşlarıyla gittiği genelevlerde yeni yeni sanrılarla gerçek-gerçeküstü karşıt kutuplar arasında bocalar. Yanmakta olduğunu gördüğü meyhane ile birlikte sanki birinci varlığı da yanmıştır. İkinci hikâye Geçmiş Zaman Elbiseleri’nde anlatan, Ankara’da bir arkadaşıyla gittiği Keçiören’de bir bağ eğlencesinden, içkili ve kumarda önce çok kazanmış, sonra tamamen kaybetmiş, tek başına dönüşte, karanlık yolda bir kaza geçirir; bilmediği bir eve alınır. Orada karşılaştığı, ruh hastası bir genç kadınla yaşlı bir erkeğin gerçek kimlikleri hayatının sırlarından biri olarak kalacaktır: Çünkü kadın da, erkek de birbirlerini, ayrı zaman parçaları içinde biri ötekinin dediğinden çok farklı tanıtmışlar, sabahleyin de o daha uyanmadan, bilinmeyen bir eve taşınarak ortadan kaybolmuşlardır. Bir Yol hikâyesi, İstanbullu bir erkek ağzından anlatılır: Bu kadar senelik karısı ve çocuklarıyla mutlu bir aile çevresinde adam, İstanbul’dan sık sık ayrılışlarında, İzmit’ten sonra bir yerde gördüğü küçük bir yolun özlemiyle doludur: Bu yol, her seferinde ona aynı saadet hissini verir, onu kendine çeker, ona trenden oracıkta inip uzletinde kaybolmak ihtiyacını duyurur. Fakat adam çok iyi bilir ki, bunu yapamayacaktır. Dördüncü hikâyenin kahramanı Erzurumlu Tahsin; hali vakti yerinde bir ailenin oğlu olduğu, İstanbul’da hukuk öğrenimi yaptığı halde sonradan birdenbire dünyayı boşlamıştı; bir meczup hayatı yaşıyordu. Hikâyeci onu son defa 1942 sonbaharında o bölgeyi Kars’a kadar altüst eden bir deprem gecesinde görür, bir süre konuşur onunla. Tahsin, o geceden sonra gene kayıplara karışmıştır. Son hikâye Evin Sahibi, bir hastanede yapılmış gözlemlerin, birinci şahıs ağzından yazıya geçişi; hastanede tutulmuş notlar toplamıdır. Kendi hayatından da sık sık kesitler verdiği, masallardan da yararlandığı öyküsünde Tanpınar; yakını, yabancısı, tanıdığı hastaların, gördüğü ölümlerin yorumunu, felsefesini yapar. Tanpınar estetik ve üslûbunun en güzel örneğini bizce bu hikâyede verir.
Ruh gurbetlerinde gezintiler, gözlemler olarak özetlenebilecek bu beş hikâyesinde yazar, bir şair sezgisi ve bir fikir adamı dikkatiyle, hikâyeciden çok, özlü bir denemeci kişiliği göstermektedir.
Kaynak : Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü / Behçet Necatigil
Yapıt Sahibi
Bütün Yapıtları
Şiir Kitapları :
- Şiirler (1961)
- Bütün Şiirleri (1976)
Öyküler:
- Abdullah Efendi ’nin Rüyaları (1943)
- Yaz Yağmuru (1955)
- Hikâyeler (1983)
Romanlar :
- Huzur (1949)
- Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1961)
- Sahnenin Dışındakiler (1973)
- Mahur Beste (1975)
- Aydaki Kadın (1987)
Denemeler :
İnceleme ve Araştırma :
- Tevfik Fikret: Hayatı, Şahsiyeti, Şiirleri (1937)
- Namık Kemal Antolojisi (1942)
- XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (1949)
- Yahya Kemal (1962)
- Edebiyat Üzerine Makaleler (1977)
Mektup ve Günlükler :
- Ahmet Hamdi Tanpınar ’ın Mektupları / Haz: Z. Kerman (1974)
- Tanpınar ’dan Hasan- Âli Yücel ’e Mektuplar, / Haz: C. Y. Eronat (1998)
- Günlüklerin Işığında Tanpınar ’la Başbaşa / Haz: Z. Kerman, İ. Enginün (2007)
Çeviriler :
- Alkestis / Euripides (1943)
- Elektra / Euripides (1943)
- Medeia / Euripides (1943)
- Yunan Heykeli / H. Lechat – Z. Müridoğlu ile birlikte (1945)
Senaryo :
- İki Ateş Arasında – Sahnenin Dışındakiler romanının bizzat yazarı tarafından uyarlanan film senaryosu