ONK Ajans, eski adı ile ONK Copyright Ajansı 1959 yılında o dönemde Akşam Gazetesi'nin genel yayın müdürü olarak çalışmakta olan Osman N. Karaca tarafından kurulmuştur. 1960'lı yılların başında gazetenin patronuyla anlaşmazlığa düşen Karaca gazeteciliğe nokta koyup iş hayatını ajansla ve Haluk Yetiş adlı arkadaşıyla birlikte kurduğu Karaca Ofset adlı matbaayla sürdürmeye karar vermiştir. Daha önce, kişisel çabalarla sürdürülen birkaç temsilcilik çalışmasını saymazsak ONK Ajans, telif hakları alanında Türkiye’de etkinlik göstermek amacıyla kurulan ilk yasal kuruluştur. Özellikle başta yayın ve tiyatro olmak üzere her alanda geniş kapsamlı bir çalışma yapan ONK Ajans’ın kuruluşunu izleyen ilk yıllarda gelişme çok ağır yürümüş, telif hakkı kavramının benimsenmesi hiç de kolay olmamıştır. Başlangıçta sadece yabancı yazarların haklarını koruyan ONK Ajans’ın bünyesinde bugün yüz kadar Türk yazarı, çevirmeni, çizeri, sanatçısı toplanmıştır. ONK Ajans’a, bu özelliği nedeniyle Türkiye’nin en büyük telif hakkı kuruluşu denilebilir.2013 yılında Osman N. Karaca'nın vefatından sonra büyük oğlu Mehmet N. Karaca ajans yönetimini devralmıştır. Uzun yıllar sinema ve televizyon endüstrisinde çalışmış olan Mehmet N. Karaca ajansın yazar temsilciliği yanında içerik geliştirmesi ve yapım ortaklarıyla birlikte hayata geçirmesi için çalışmalar başlatmıştır. Ajans bu çalışmaları 2021 yılında yaratılan ONKContent markası altında yapmaktadır. ONK Ajans’ın bir yan kuruluşu olarak 1973’de çalışmalara başlayan Mag Media televizyon kanallarına yabancı sinema filmi ve televizyon programı dağıtımını halen sürdürmektedir. Mag Media, kuruluşundan bu yana Sony Pictures adlı Hollywood stüdyosunun ülkemizde televizyon alanında temsilciliğini yapmaktadır.
Simgemiz
ONK Ajans'ın simgesi 2013 yılında kaybettiğimiz değerli grafik sanatçısı, ressam, yazar ve şair Sait Maden tarafından tasarlanmıştır. Sait Maden simgenin öyküsünü şöyle anlatmaktadır :
Nedir simge? Çevremizi kuşatan her şey: Su, ağaç,yıldız, bulut... Tarih boyunca her şeyi kendi gerçek kimliğinden soyutlayıp birer simgeye dönüştürmüşüz. Suyu, ağacı, yıldızı, bulutu kendi varlıklarıyla değil, simgeleriyle, onlara yakıştırdığımız adlarla ya da göstergelerle algılayabiliyoruz ancak. Ad ya da gösterge: Simge.
İnsanoğlu toplumsal bir düzen içinde yaşamaya başladıktan sonra, belli başlı inanç sorunlarını simgeler aracılığıyla yansıtmış çevresine. Hıristiyan haçı, İslam hilâli, Rus orak-çekici gibi. Ayrıca her ülkenin, her toplumun bayrağı da birer simge. Günümüzde toplumsal ilişkilerin karmaşıklığı, simgelerin işlevini de karmaşık bir duruma soktu. Yeni iş alanlarının, yeni üretim ve yaratı biçimleriyle bilgi aktarma yöntemlerinin durmadan arttığı, çeşitlendiği günümüzde, örgütlerin, kurumların birbirinden kolayca ayırt edilmesini sağlayan başlıca araç oldu simge.
Bir tasarımcı için simgenin çok başka bir anlamı var. Simge tasarlamak bir senfoni bestelemek, bir şiir yazmak gibi ciddi, temelden, özgün bir uğraşı. Plastik sanatların bütün türleri içinde en aza indirgenmiş gereçlerle yaratılan tek tür. En yalın sanat türü, Budur simgenin amacı çünkü: Bir fikrin, bir buluşun en dolaysız, en yalın, en kestirme durumunu, kavranması çaba gerektirmeyen, her türlü basım yöntemine elverişli ve toplumsal bellekte yer etme, tutunma yeteneği yüksek bir çizim olayını gerçekleştirmek.
İşte benim işim bu. Osman N. Karaca'nın, elli yıllık "kadim" dostumun Türkiye'de bir "ilk" olarak kurduğu işyerine, "Onk Ajans"a bir simge tasarlamak benim için büyük bir zevkti. Birçok seçenekler arasında gezinip durdum ve sonunda bu üç harf bileşkesini, "O", "N", "K"yı seçtim. Yanılmıyorsam bu simgenin çizimi 1980 öncesine dayanıyor. Osman mı önermişti bana kendisi için bir simge çizmemi, yoksa ben mi önermiştim ona? Anımsamıyorum şimdi, Ama yanılmıyorsam 1980'lerden önceydi bu çalışma. Büyük olasılıkla kuruluşun yirminci yılına rastlıyordu,