Glorious!

Muhteşem Diva! Dünyanın En Kötü Şarkıcısı Florence Foster Jenkins'in Gerçek Hikayesi

1940’ların New York’unda geçen bu olağanüstü komedi, "dünyanın en kötü şarkıcısı" olarak ünlenen Florence Foster Jenkins’in hem kahkahalarla dolu hem de yürek burkan hikâyesini sahneye taşıyor. Florence’ın renkli dünyası; müzik tutkusu, hayal gücü ve kulak tırmalayan aryalarla dolup taşarken, bizleri bir sanatçının neşeye, cesarete ve saf tutkulara adanmış iç dünyasına davet ediyor. Kendine güveni sonsuz, sesi ise tam anlamıyla felaket olan Florence; genç, utangaç ve biraz da alaycı piyanist Cosme McMoon ile yolları kesiştiğinde, ikili arasında benzersiz bir dostluk gelişir. Başlangıçta Florence’ın müzikal yeteneksizliğiyle baş etmekte zorlanan Cosme, zamanla onun azmine, içtenliğine ve hayat enerjisine hayranlık duymaya başlar. Gittikçe absürtleşen konser provaları, birbirinden çılgın yan karakterlerle yaşanan karşılaşmalar ve giderek büyüyen hayaller, ikisini de dönüşü olmayan bir yolculuğa sürükler. Florence’ın gerçek hayattan alınmış hikâyesi; dönemin yüksek sosyetesi, müzik çevresi ve kadın hareketleriyle iç içe geçerken, izleyicilere hem bol kahkahalı bir eğlence hem de etkileyici bir ilham hikâyesi sunar. Kulağında hep kendi “mükemmel” sesi yankılanan Florence, Carnegie Hall gibi dev bir sahnede hiç tereddüt etmeden aryalarını seslendirmeye cesaret eder. Ve belki de en önemli şey şudur: O, ne alaya alınmayı ne de başarısızlığı umursar. Çünkü onun sahnesinde yetenekten çok cesaret, estetikten çok tutkudur esas olan. Peter Quilter’dan gerçek bir yaşam öyküsünden ilhamla yazılmış bu sahne şöleni; çılgın kostümleri, unutulmaz karakterleri, yükseltilmiş perukları, kulak sınırlarını zorlayan aryaları ve tüm bu kaosun ortasındaki Florence’ın dimdik duran, parlayan ruhuyla çarpıcı bir seyirlik. Muhteşem Diva “başkalarının ne dediğine aldırmadan tutkularının peşinden gitmenin” ne anlama geldiğini gösteren dokunaklı bir yaşam dersi sunuyor.