Biyografi

1895 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Nahid Sırrı Örik,Oltulu Örikoğulları ailesindendir. Nahit Sırrı ve Ayşe Nesrin imzalarını da kullandı. Dedesi Ahmet Nafiz Paşa divan sahibi bir şair, babası, II. Abdülhamit dönemi Maarif Nezareti mektupçularından, Mabeyin mütercimi ve Hukuk Mektebi hocası Örikağasızade Hasan Sırrı Bey ’dir. İlk bilgilerini özel hocalardan aldığı derslerle edindi ve bir Fransız mürebbiye tarafından eğitildi. Daha sonra Beşiktaş ’ta Afitab- ı Maarif Rüştiyesi ’nden mezun oldu. II. Meşrutiyet ’ten (1908) sonra Galatasaray Sultanisi ’ne yazıldıysa da öğrenimini tamamlayamadı. Bir süre de Hukuk Mektebi ’ne dinleyici olarak devam etti. Ancak babasıyla birlikte, onun dost ve arkadaş çevresinde görüp tanıdığı insanlardan birçok şey öğrendi, yine bu sayede tarihe ve edebiyata merak sardı. 1915- 28 arasında babasıyla birlikte başta Paris olmak üzere Roma, Tiflis, Viyana, Berlin ve Kopenhag gibi belli başlı Avrupa şehirlerinde bulundu.

 

1928 ’de yurda döndükten bir süre sonra, önce Ankara ’da Maarif Vekâleti ’nde çevirmen olarak çalıştı, yine bu sırada Karadeniz, Marmara çevresi, Trakya, İzmir dolayları ile Kayseri ’ye kadar Anadolu ’nun çeşitli yerlerini dolaştı. Daha sonra gazeteciliğe başladı; Cumhuriyet, Tan, Tanin, Milliyet, Hayat, Muhit, Varlık, Aydabir, Tarihte Bu Ay gibi gazete ve dergilerde öykü ve roman tefrikaları, gezi yazıları, denemeler, sanat ve edebiyat eleştirileri yayımladı, fıkralar yazdı.
Edebiyat tarihlerinde daha çok öykü ve roman yazarı olarak tanıtılan Nahit Sırrı tiyatro, gezi, anı, eleştiri ve inceleme türlerinde de birçok eser kaleme almıştır. İlk öykü denemesi Paris ’te Les Oeuvres libres adlı dergide yayımlanan “Zeynéb, la Courtisane”dır, ancak o Türk okuyucuları arasında Kırmızı ve Siyah adlı öykü kitabı ve Sultan Hamid Düşerken romanıyla tanınmıştır.

Öykü ve romanlarında, bir bölümüne kendisinin de yakından tanık olduğu eski zaman hayatının kıyıda köşede kalmış gelenek ve görenekleri ile Türk toplumunda Tanzimat ’tan sonra başlayan Batılılaşma sürecinde zengin tabakanın maddi ve manevi çöküşünü ele alıp anlatmıştır. II. Abdülhamit dönemi ile II. Meşrutiyet sonrası ve Cumhuriyet ’in ilk yıllarında yaşanan çeşitli olaylar ve bu olayların içindeki insanlar yapıtlarının başlıca konusunu oluşturmaktadır. Yapıtlarında, artık yok olmaya yüz tutmuş gelenek ve görenekleri, büyük ailelerin zamanla nasıl ortadan kalktıklarını belli belirsiz bir hüzünle anlatan yazarın, bu yönüyle Abdülhak Şinasi Hisar ’la olan benzerliği üzerinde de durulmuştur. Ancak, Nahit Sırrı ondan farklı olarak nostaljiye fazla yer vermemiş, olayları kendi gerçekliği içinde aktarmıştır. Ele aldığı konulara ve kahramanlara uygun, biraz eski ve uzun cümleler kurmaktan hoşlanan Nahit Sırrı ’nın sanatkârane üslubu için zaman zaman “konak Türkçesi” deyimi de kullanılmıştır. Gezi yazılarında ise dolaştığı yerlerin yer yer tarihi ve coğrafi ayrıntıları üzerinde de durduğu dikkati çekmektedir.

Son dönem Osmanlı tarihini konu aldığı Sultan Hamid Düşerken adlı romanında olaylar 24 Temmuz 1908 ’de II. Meşrutiyet ’in ilan edilmesinden başlayarak 31 Mart 1909 ’da Selanik ’ten yola çıkan Hareket Ordusu ’nun İstanbul ’a girmesine kadar uzanan zaman dilimi içinde geçmektedir. Bu süre içerisinde Abdülhamit ile onun yaşadığı saray çevresini, Mehmed Şahabeddin Paşa ile Osmanlı bürokrasisini, Şefik Bey ile de İttihatçıları ele alan yazar, 31 Mart Olayı ’ndan sonra 33 yıllık saltanatına son verilen padişahın içine düştüğü trajedi ile birlikte memleketin genel havasını yansıtmaya çalışmıştır. Romanda ortaya konulan tarihi bakış, İttihat ve Terakki Fırkası ’nın son hesaplaşmada eski Osmanlı bürokrasisi ile nasıl bütünleştiğini açıkça ortaya koymaktadır. II. Abdülhamit ise bu ortamda sadece onurlu bir biçimde yerini korumaya çalışmaktadır. Yazara göre, bütün bu olup bitenlerde oldukça etkili bir biçimde “kadın parmağı” da vardır. Romanda Mehmed Şahabeddin Paşa ’nın kızı Nimet ’in kişiliğinde belirgenleşen bu nokta, o yıllarda tarihçi Ahmet Refik ’in Osmanlı saltanatında kadınları ön plana çıkarmış olmasıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Nahit Sırrı, romanında, aynı dönemi ve olayları ele alan başka romancılardan farklı olarak özellikle Abdülhamit ’i fazla eleştirmemiş, alttan alta sanki padişahtan yana bir tavır sergilemiştir. Bundan başka, en önemli yapıtı kabul edilen Sanatkârlar ’da, yaşanmış bir hayattan yola çıkılmakla birlikte, anlatım tarzı ve çevresi ile geçmişe gidilmekte ve okuyucuda yer yer hayali bir atmosfer duygusu uyandırılmaktadır.

Yapıtlarında, kendi şahsında meydana getirdiği bir İstanbul beyefendisi karakterine uygun insanları canlandıran Nahit Sırrı, ayrıca toplumun hemen hemen her tabakasından insanın haksızlıklara karşı isyanını, hayat tarzlarını ve dramlarını da anlatmıştır.

Edebiyatın dışında resim sanatı ile de yakından ilgilenen Nahit Sırrı, yaşadığı dönemin sanatçılarıyla da yakın ilişkiler kurmuş, resim çalışmalarını yakından izlemiş ve özellikle Tanin gazetesinde yazdığı sanat eleştirilerinde Türk resminin gelişmesi yolunda dikkate değer görüşler ileri sürmüştür. Sanatkârlar ’daki “En Güzel Eseri” başlıklı öyküsünde de bu konudaki düşüncelerini ortaya koymuştur.

Zaman zaman edebiyat eleştirileri de yazan Nahit Sırrı bu tür yazılarında daha çok bir eleştirmenin her şeyden önce bağımsız bir şekilde düşünebilme ve yazabilme hakkına sahip olması gerektiğini dile getirmiştir. Edebiyat dünyasında yeterli sayıda edebiyat eleştirmeni bulunmamasından yakınmış, memlekette yeni düşünceler ortaya koyanlara karşı bir duyarsızlık olduğundan söz etmiştir.

Fransızcayı çok iyi bilen Nahit Sırrı, Fransız edebiyatı ve sanatına duyduğu yakın ilgi dolayısıyla Türk edebiyatına yirmiye yakın çeviri yapıt kazandırmıştır.

Nahid Sırrı Örik 18 Ocak 1960 tarihinde İstanbul’da öldü.

Kaynak : Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi

Yurt içi
tiyatro
Yurt dışı
kitaptiyatro
Yapıtlarının İşlemeleriyle İlgili Temsil Alanlarımız
kitaptiyatrosinemaDiğer

Bütün Yapıtları

Öyküleri :

Romanları :

Oyunları :

Gezi Kitapları :

  • Anadolu: Yol Notları (1939)
  • Bir Edirne Seyahatnamesi (1941)
  • Kayseri, Kırşehir, Kastamonu (1955)

Deneme- Eleştiri:

  • Edebiyat ve Sanat Bahisleri (1932)
  • Roman ve Hikâye Hakkında Bir Kalem Denemesi (1933)
  • Hayat ile Kitaplar

Tarih :

  • Tarihi Çehreler Etrafında (1933)

Anı :

Anlatı : 

Çevirileri :

  • Avrupa ve Fransız İhtilali (A. Sorel), (1949)
  • Journal (A. Galland)
  • Âziyâde (P. Loti) (1940)
  • Bezgin Kadınlar (P. Loti) (1947)