Yapıt Hakkında
On üç hikâye. Taş İskele Üzerinde Ayaklar yetmiş yaşında Osman Dayı’nın karşılaştığı bir zorbalığı anlatıyor: Temel Reis gelir, beş yıldır orada kendine göre bir düzen ve hayat kurmuş Osman Dayı’yı atıp yerine geçmek ister. İki oğluyla ikinci kez gelen Temel, Osman Dayı’nın öteberisini toplatır. Dayı, kayığına biner; o kıyıda, o kıyının denizinde, o kıyının karasında bir daha görünmez olur. Nefel bir bekleyişin hikâyesidir, eski kaptanın torunuyla konuşmalarından oluşuyor: Tosun, dedesinin kurduğu nefele ufuktan gelip tutulacak bıldırcınları sormaktadır hep. Sonrası’nda bir deniz kazası geçirmiş Salim’le kaptanın kapışmaları söz konusudur: Fazla yüklenmiş maden yüzünden motor batmış, iki gemici boğulmuştur. Denizminareleri Zararsız Hayvanlardır şeker hastası olmuş, evine kapanmış Mehmet Kaptan’ın hikâyesi. Bir sefere çıkamamış, yeni kaptan da gemiyi batırmıştır. Gemici Dursun motordan düşmüş, pervane boynunu kesmiş ve Kaptan, denizin dibinde denizminarelerini Dursun’un gözlerini yerken görmüştür. Denizminarelerinden nefreti sonsuzdur. O yüzden torununu haksız yere azarlar, çocuğun sevinci yarıda kalır. Bu Yağmur Denizdendir evinde banyoda boğularak ölmüş, şeker ve kalp hastası Kaptan Baba’nın (Mehmet Kaptan’ın) cenaze töreni. Kaptanın bütün gemicileri oradadır. Birden boşanan yağmur, sanki tuzlu sudan oluşmuş, denizcinin mezarına yağan yağmur denizden gelmiştir. Bir Adamın Yarısı Mehmet Kaptan’ın yanında birkaç ay stajyer kaptan olarak çalışmış bir gencin hikâyesi. Yük ambara inerken, çengele dolanan ince halatı ambarın kenarından kurtarmak istediği sırada sağ kolu ezilen, kopan ve düştüğü ambarda bacakları kırılan genç, Hamburg’da bir hastanede uzun zaman yatmıştır. Yüksek Denizcilik Okulu mezunu genç, şimdi sakattır ve İstanbul’da Küçükbebek sırtlarında, babadan kalma küçük bir evde annesiyle oturmaktadır. Eksi Sonsuza Doğru bir kan davası yüzünden vurulmak korkusuyla gemiden hiç çıkmayan gemici Rızvan’ın hikâyesi. Çalıştığı gemi batınca Rızvan, bu sefer bir kömür ocağında toprak altında çalışır. Tekel Hamza’nın Yeni Dünyası’nda eskiden gemide ateşçi Hamza (Mehmet Kaptan’ın ateşçisi) şimdi bir hastanenin kalorifer dairesinde kömür atıcıdır ve kendini hâlâ gemide sanır. Kırık’ta Mehmet Kaptan’ın ölümünden sonra, Deli Tahsin, Rizeli Hüsnü Kaptan’ın, Zonguldak ’la İstanbul arasında kömür taşıyan beş yüz tonluk motorunda iş bulmuştur. Kış ortası denizde, bir filika kurtarmak yüzünden ağır hastalanır, sakat kalır. Bir toprak haksızlığı uğruna da katil olur, on yıl hüküm giyer, Sinop cezaevindedir. Dağbaşında Bir Eyüp lostromo Eyüp’ün hikâyesi; deniz özlemiyle, dört uzun kazık üzerine oturtulmuş bir naylayı gemi biçimine sokmuş eski gemicinin hikâyesi. Ödeşme’de eski lostromo, şimdi yeni bir gemide yağcı olmuştur. Gemi kaptanı, İtalya dönüşü, İlyas’a gemiyi dinamitletir. İlyas’a bu iş için yirmi bin lira verecekti, vermez. Geminin Akdeniz’de mayına çarpmayıp, kasıtlı batırıldığı, dalgıç raporu’ndan anlaşılmakla, sigorta parayı ödemez. Kendisini atlatmak isteyen kaptanı, İlyas bıçaklar, öldürür. Denizin Bittiği Yerde batmış bir geminin yağcı ve ateşçisi, şimdi bir plajda cankurtaran olmuştur. Kilitler de Açılır gemileri karaya vurduktan sonra, uzun süre boşta kalmış dört gemicinin ruhsal durumlarını açıklayan alegorik bir hikâye, ki öteki hikâyelerin yoğunluğu yanında eğreti ve başarısız gibidir.
Kaynak : Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü / Behçet Necatigil
Karaya Vurdu Deniz, Zeyyat Selimoğlu’nun öyküdeki klasikleşen anlatım tutumunu, denize/deniz insanına bakısının yalınlığını getirir bize. Anadolu yarımadasını çevreleyen denizlerin anlatıcısı olarak bize denize bakmayı/denizde yasayıp denizi öğrenmeyi gösterir Selimoğlu.
Yer yer gülümsetir, düşündürür ama daha da çok deniz insanlarının yaşamsal sorunlarını, çelişkilerini yansıtır.
Çizdiği atmosfer, anlattığı insanların karakteristik özellikleri belleklerde derin izler bırakır.
Okuyun Karaya Vurdu Deniz’in öykülerini, hem gülümseyip hem de o dünyanın gerçekliğini daha iyi anlayacaksınız.
Murat Yalçın
Kaynak : Kitap Tanıtım / Eksik Parça Yayınları
Yapıt Sahibi
Bütün Yapıtları
Öyküleri:
- Kavganın Sonu ve Başı (1955)
- Direğin Tepesinde Bir Adam (1969)
- Kıçüstünde Toplantı (1971)
- Koca Denizde İki Nokta (1973)
- Karaya Vurdu Deniz (1975)
- Deprem (1976)
- Soyunanlar (1980)
- Çiçekli Dağ Sokağı (1982)
- Gemi Adamları (1984)
- Bir Şarkı Gibiydi (1987)
- Aramızdaydı O Gün (1990)
- Denizlerin İstanbul (1992)
- Derin Dondurucu İçin Öykü (1995)
- Bahar Yorgunluğu (1998)
Romanları :
Anı:
Çocuk Kitapları :
- Yavru Kayık (1979)
- Martılar Adası (1979)
- Uyumsuz Nuri (1981)