Guards at the Taj

Dünyanın 7 harikası arasında yer alan ve en büyüleyici yapılarından biri olan Taj Mahal’in geri planındaki kanla lekeli sisli bir efsane sahneye aktarılıyor. Büyülü gerçekçilik ve kara mizah tarzını tercih eden Rajiv Joseph 17. yüzyıl Hindistan’ından karanlık efsanevi bir miti dramatize ediyor ve güçlü ile güçsüzün yüce ayrımını alegorik olarak aktarıyor. Oyun güzellik ve güç, otokrasi ve direniş ile çatışan sadakati sorguluyor. Hem yürek burkan hem eğlenceli bir dille imtiyazlı ve gücü elinde bulunduranların kaprisleriyle ve aşırı ve vahşi koşullar tarafından zorlanan bir dostluğun yaşadığı sınavı anlatıyor. 1648 yılı, Hindistan Agra kentindeyiz. İmparatorluk Muhafızları Babür ve Hümayun şafak nöbetinde yeni tamamlanmakta olan ve kişisel dünyalarını sarsan görkemli Taj Mahal’in gerisinde görev yerlerinde güneşin doğuşunu izlemektedir. Bu görkemli yapı uzun süren inşaatı boyunca meraklı gözlerden korunması için duvarla çevrelenmiştir. Akılların almadığı bir görevi yerine getirmeleri emrini aldıktan sonra hayatı, dostluğu, güzelliği, görev kavramını sorgulamaya başlarlar ve hayatları sonsuza dek değişir. Şah Cihan’ın ölen sevgili karısı anısına yaptırdığı ve yeni tamamlanan bu muhteşem eserin dünyaya duyurulmasından bir gece öncesini görürüz. Muhafızların binaya bakmaları, ellerindeki kılıçları aşağı indirmeleri, konuşmaları vb son derece katı yasaklar söz konusudur. Ve bu yasakların delinmesi yani itaatsizlik halindeki cezalar ise oldukça serttir. Fil tarafından öldürülme cezası gibi. Babası yüksek rütbeli bir asker olan ikinci kuşak imparatorluk hizmetkarı Hümayun görevini son derece ciddiye alan, kurallara uyan, sadık bir hizmetkarken, Babür kıpır kıpır yerinde duramayan enerjik bir gençtir. Gevezelik etmek, hayal kurmak ve en önemlisi yasaklara rağmen arkasına dönüp Tajmahal’i görmek istemektedir, Hümayun bütün karşı çıkmalarına rağmen sonunda arkadaşına yenik düşer.

11 Haziran 2015 yılında New York Atlantic Theater ‘da Amy Morton rejisiyle dünya prömiyerini yapan ve büyük beğeni kazanan oyun 2016 yılında Obie Ödülü, ve Lucille Lortel Ödülü sahibi oldu. 2017 yılında ise Ovation Ödülüne aday gösterildi. 1974 Cleveland, Ohio doğumlu Rajiv Joseph’in annesi Fransız ve Alman kökenli Avrupalı-Amerikalı, babası ise Hindistan kökenli Amerikalı’dır. Üniversitede Yaratıcı Yazarlık eğitimi alan Rajiv Joseph, eğitiminin ardından Amerikan Barış Gönüllüleri’ne katılarak Senegal’de Koular ve Kaolack’de üç yıl görev almıştır. Bu dönemi için yazar “Senegal’de olmak, hayatımdaki her şeyden çok yazar olmamı sağladı.” değerlendirmesini yapmıştır. Melez oluşunun oyun yazarlığında önemli katkılarından biri de, onu ırkçılık konularında “korkusuz” bir yazar olmaya itmesiydi. Yazar “Melez olmak her zaman kimliğimin önemli bir parçası olmuştur. Herhangi bir yere tam olarak ait hissetmiyorum. Hep biraz farklı ve ayrı hissederim. Kendi ailemleyken bile biraz yabancı hissedebiliyorum. Bu da dünyaya bakarken ilginç bir bakış açısı sağlıyor.” demiştir.

B Planı (2017-2018; 2018-2019)