Thugs, The

Hukuk büroları, faydalarının yanı sıra, zaman zaman bazı insanların hayatlarını söndürebilir, aileleri dağıtabilir veya iyi üniversitelerin zor ve havalı hukuk bölümlerinden mezun olan öğrencileri çok zengin ve uyumaya bile vakit bulamayan avukatlara çevirebilir.

Ama adam öldürmezler. Öldürürler mi?

Büyük bir plazanın dokuzuncu katına özensizce inşa edilmiş bir ofiste sekiz adet geçici personel, kodlama işlemi yapmaktadır.
Ofis çalışanları, uzun bir zamandır üstünde çalıştıkları davayı “aptal avukatların, insanların yaptığı aptalca şeyler hakkında diğer aptal avukatlara aptal saptal şeyler söylemesi” olarak açıklamaktadırlar.

Plazanın dördüncü katında biri ölmüştür. Veya öldürülmüştür. Veya öldürülmemiştir. Giriş katında bulunan ve her zaman açık olan dükkan da, şüphe uyandıracak şekilde kapalıdır. On altıncı katta da benzer bir durum söz konusudur.

Camları açılmayan, havasız, gri ve kasvetli ofiste büyük ve ciddi dedikodular dönmektedir.

Çevirmenin notları :

Dünya üstünde bulunan her ofiste muhakkak olaylar ve söylentiler olur, evet; ama Adam Bock’un “HAYDUTLAR (THE THUGS)”da kurguladığı bu ofis biraz daha farklı.

Yazımı itibariyle de alışılmış oyunlarla farklılık gösteren “Haydutlar”, daha çok imgelere, gündelik seslere ve renklere odaklamakta.

Hem çok gerçekçi, hem de oldukça absürd ögeleri kabus gibi çöken bir dille anlatan sıkı bir sistem eleştirisi.

Oyuna ismini veren bu “haydutların” kim olduğuna karar vermek size kalmış.