When We Have Sufficiently Tortured Each Other

“…Gerçek pisliklerse – senin gibiler yani – siz bıçak tutar gibi incelikle dayarsınız kadınların boğazına havalı sözlerinizi, sonra tek bir cümleyle yere serer, giriverirsiniz bedenlerine.”

Bay B., cinsel bir takıntı hâline getirdiği hizmetçisi Pamela’yı kaçırarak kırsalda bir eve kapatır. Kendisiyle yatması karşılığında kadına yazılı bir anlaşmayla para teklif eder, hatta memnun kalması durumunda kendisiyle evlenme ihtimalinin bile olduğunu söyler. Bunun üzerine kadın adamla tartışmaya başlar, onu bir pislik olmakla, sıkıcı olmakla suçlar ve ardından adamı kendisine saldırması için alayla karışık kışkırtmaya çalışır; sıkılmaktansa tecavüze uğramayı yeğlediğini belirtir.
Bir gün Pamela dış kapının anahtarını çalıp kaçmaya çalışsa da kilidin değiştirilmiş olduğunu görür. Duvardan tırmanmaya çalışır fakat düşüp başını yaralar. Pamela adamın, yazdığı şeyleri okuduğunu anlar ve tartışırlar. Fakat bu tartışma Pamela’nın adama itaatiyle son bulur. Ayrıca Bay B., ona göz kulak olması için bundan sonra kâhyası Bayan Jewkes’un kadının yanında uyuyacağını söyler.

Kadınla adam giderek iyi anlaşmaya başlamışlardır. Uzun uzun, hoş bir sohbet ettikleri bir gün işler bir anda tersine döner; adam, ona getirdiği kirazlardan yemek istiyorsa kadının yerde ona doğru köpek gibi sürünmesi gerektiğini söyler. Bu aşağılayıcı anın tek sebebi ise kadının adamın çok konuştuğunu söylemesi, ona arkasını dönmüş olmasıdır. Günler geçtikçe adamla kadın giderek daha da yakınlaşır. Kadının kendini ona teslim etmeye çok yaklaştığı bir anda iki genç kızın belirmesiyle araları yeniden bozulur.

Kadın, adamla ilgili düşüncelerini yazmaya devam eder; bu yazılarında aşkı, adamın kendisine yaklaşımını, kendi kendini zincire vuruşunu sorgular ve tek düşündüğü şeyin erkekler olmasından rahatsız oluşunu, nasıl bir kadın olduğunu bilmediğini yazar. Bunları okuyan adam Bayan Jewkes’la Pamela hakkında konuşur ve bu konuşma sırasında yeğeni Ross’un Pamela ile konuşmuş olduğunu öğrenir. Bayan Jewkes adamı Pamela’ya karşı zor kullanmakla, ona tecavüz etmesi için kışkırtmaya çalışsa da adam erkekliğin böyle bir şey olmadığını savunur.

Kadın (işte bu noktada roller değişmeye başlamıştır), geçenlerde adamla öpüşürlerken bir anda ortaya çıkan iki genç kızdan birinin eski bir ilişkisinden kızı olduğunu söyler. Adam bunu anlayışla karşılar ve kıskançlığını unutur. Kadının, adamla önceden yalnızca yatmak istediğini fakat şimdi evlenmeye “hazır” olduğunu belirtmesi adamı rahatsız eder ve tartışırlar. Kadından kaçmaya çalışan adam, zincirin sonuna gelmesiyle kendini olduğu yerde kalakalmış bulur.
Kadın yine düşüncelerini yazdığı bir sırada iki genç kız yanına gelip onunla alay etmeye başlar; kendine ait düşünceleri olmadığını, sürekli erkeklerden bahsettiğini, zincire vurulmuş hâlde evlenmeyi beklediğini söylerler. Derken adam gelir ve bir haberi olduğunu söyleyerek gün içerisinde yaptığı çiftlik kontrolünden bahseder. Bu esnada Ross’la da karşılaştığını ve çocuğun utanmadan Pamela’nın nasıl olduğunu sorduğunu belirtince bir kıskançlık tartışması patlak verir. Pamela, eğer evleneceklerse kiminle sohbet edip kiminle edemeyeceğine adamın karışamayacağını söyler.

Nihayet adamla kadın evlenmeye karar verirler. Düğün günü kadının hazırlanmasına yardımcı olan Bayan Jewkes, kadına aşık olduğunu dile getirir. Fakat Pamela onun bir erkek olmadığını, dolayısıyla onu sevemeyeceğini söyler. Adam da bu esnada kadının da isteği üzerine Ross’u bulmuş ve dövmüştür. Adam Ross’la birlikte kadının yanına döner. Kadın, Ross’tan kendisini öpmesini ister. Ross tereddüt edince adam onu zorlar. Öpüşmelerinin ardından kadın Ross’un elini yönlendirerek orgazm olur. Ross’u göndermelerinin ardından adam hayal kırıklığına uğramış hissettiğini, birbirlerine sürekli eziyet ettiklerini söyler. Kadınsa onu sevdiğini, otoritesi karşısında ezildiğini belirterek adamın kendisine sarılmasını sağlamaya çalışır. Fakat adam yapamayınca kadın onu erkek gibi davranmakla suçlar.

Kadınla adam evlenmiş, çocuklarıyla pikniğe çıkmışlardır. Kadın (roller yine değişmiştir), adamın yemekleri hazırlama konusunda da çocuklar konusunda da her şeyi kendi yaptığını, ona yardımcı olma şansını bile tanımadığını, sonra da bundan şikayet ettiğini söyler. Adamsa bu işleri kendi yapmaktan zevk almadığını ama kadının her sorumluluğu eline yüzüne bulaştırdığını söyler. Adamın, kızlarının tüfeklerle oynamasındansa klavsen dersleri almasını istemesinden karısının kendisini dinlemediğini düşünmesine kadar birçok şeyi tartışırlar. Adam, her şeye rağmen kadın olmanın ne kadar zor olduğunu dile bile getirmediğini söylese de karısı aynı düşüncede olmadığını alaycı bir tavırla belirtir.

Tutkunun içinden çıkılması güç, çoğu zaman şiddet içeren doğasıyla kadın ve erkeğin oynadığı akışkan, karmaşık rolleri inceleyen modern tartışmayı yıkıp geçen bu oyunda altı karakterin tehlikeli bir cinsel hâkimiyet ve direnç oyunu oynayışına tanık oluyoruz. Martin Crimp’in, Samuel Richardson’ın “Pamela” adlı eserinden uyarlayarak yazdığı “Birbirimize Yeterince Eziyet Ettiysek Eğer”, başrollerinde 2 Oscar ödüllü Cate Blanchett ve Game of Thrones yıldızı Stephen Dillane ile National Theatre’da temsillerine başladı. Oyun, 2 Mart’a kadar oynamaya devam edecek.