Rakı Şişesinde Balık Olsam

Rakı Şişesinde Balık Olsam

Oyun, eski bir meyhane atmosferinde geçer ve seyirciyle oyuncu aynı masada buluşur. Orhan Veli’nin hayatı, şiirleri ve dostlukları; rakı masasında kurulan samimi bir sohbet eşliğinde anlatılır. Seyirciler, kimi zaman şairin dostlarını ya da hayatındaki kadınları canlandırarak oyunun bir parçası haline gelir.

Orhan Veli, çocukluk anılarından başlayarak dostları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet ile kurduğu edebiyat yolculuğunu, “Garip” akımının doğuşunu, aşklarını, geçim sıkıntılarını ve Yaprak dergisini çıkarmak için verdiği mücadeleyi seyirciyle paylaşır. Şairin şiirleri hem konuşmaların içinde hem de şarkı formunda oyuna eşlik eder.

Meyhanedeki müziklerle birleşen bu yolculukta, Orhan Veli’nin İstanbul sevdası, Nahit Hanım’a olan aşkı, dostlukları ve yalnızlığı sahneye taşınır. Oyun, şairin 36 yaşında ani ölümüyle hüzünlü bir sona ulaşır. Ancak finalde, Orhan Veli’nin ruhu sanki hâlâ meyhanede dolaşır; oyuncu ve seyirciler birlikte onun şiirlerini selamlar.

Yazarın Notu: Türk şiirinin en özgün kalemlerinden Orhan Veli Kanık, bu kez bir meyhanede rakı masasında yeniden hayat buluyor. Onun şiirleri, dostlukları, aşkları ve kısacık ama dopdolu yaşamı seyirciyle iç içe, samimi bir atmosferde anlatılıyor. Müzisyenlerin eşlik ettiği bu tek kişilik oyunda, Orhan Veli’nin unutulmaz dizeleri kimi zaman şarkıya dönüşüyor, kimi zaman bir kadeh rakı eşliğinde dile geliyor. Seyirciler yalnızca izleyen değil; şairin dostları, sevgilileri, sırdaşları olarak oyunun bir parçası oluyor. Bir yanda Garip Akımı’nın doğuşu, dostlukların sıcaklığı, yoksulluğun gölgesi; diğer yanda İstanbul sevdası, aşkın büyüsü ve erken gelen bir veda… Orhan Veli’nin “Garip” yaşamı, yine onun dizeleriyle sahnede.

“Beni bu güzel havalar mahvetti…” diye haykıran şairi bir kez daha anmak için, meyhanedeki masamıza davetlisiniz.