Odadaki Fil

Oyun, son evre kanser hastası Zeynep ve kocası Zafer’e ait olan şehirden uzak bir dağ evinde, soğuk ve karlı bir kış mevsiminde geçer. Sayılı zamanı kalan Zeynep tıbbi tedaviyi sonlandırmaya, en yakın dostları Soner, Betül ve Gamze’yle son kez bir araya gelerek eski günleri yâd etmeye ve arkadaşlarıyla layıkıyla vedalaşmaya karar verir. Yer yer hüzünlü, çoğunlukla eğlenceli başlayan bu duygusal buluşma, saatler ilerledikçe karanlık bir hesaplaşmaya dönüşür, dostluklarının temeli çatırdamaya ve eski sırlar birer birer ortalığa dökülmeye başlar. Sigmund Freud’un dediği gibi, “Hiçbir ölümlü sır saklayamaz. Dudakları sussa parmak uçları konuşur. İhanet gözeneklerinden sızar.”

Yazarın notları :

Oyunun tamamı aynı mekânda, dağ evinin salonunda geçtiğinden, sahne geçişleri açısından rahat bir sahneleme imkânı sunuyor. Temponun ve gerilimin sürekli tırmandığı, gizemin son saniyelere kadar korunduğu bu sürükleyici oyun, yönetmene rejide ilgi çekici unsurlara yer verebileceği uygun bir zemin de sağlıyor.