Kral Kızının Armağanı

Kral Molefi, ölüm döşeğindedir ve ülke yönetimini çocuklarında birine bırakması gerekmektedir. Bunun için 6 erkek çocuğunu 30 günde dünyayı dolaşmakla ve kendine, buldukları en değerli şeyi getirmekle görevlendirir. Kralın kızı olan Uma, kız olduğu için diğerleri onu ciddiye almasa da, annesinin isteğiyle bu yarışmaya dahil olur. Bu maceralı yolda bir aslan, bir yılan, anne ve yavru timsah, baba ve yavru hipopotamla karşılaşır. Yardımseverliği ve sevgisi sayesinde her biri ona, çok değerli olan gözyaşı tanelerini verirler. En sonunda da örümceklerin en büyüğü Anansi, kendi kopmaz ağıyla bu taneleri bir kolyeye dönüştürür. 30 gün sonunda tüm çocuklar eve vardıklarında, kendi getirdiklerini Kral’a verirler. Bütün çocuklar zaten Kral’ın yıllar içinde sahip olduğu, onun için çok da değerli olmayan hediyelerle gelmişlerdir. Uma hariç. Kral Molefi, onun bu çocuk haliyle tahta geçmesini istemez ve ona çocuk kalmayı hediye ederek bir süre daha ülkeyi kendisi yönetir.

Kızların bu erkek dünyası içinde aslında ne kadar da güçlü ve cesur olduğunu göstermesi, merhamet ve yardımseverliğin gücün bir parçası ve göstergesi olduğunu anlatması açısından çok değerli bir öykü. Gözyaşının zayıflığın değil yaşanmışlığın bir parçası olarak değer bulması, bunun acizlik olarak nitelendirilen bir çağda kıymetli bir duygu göstergesi olduğunun altının çizilmesi de bu öykü ve oyunu güzel kılıyor.