Island Town

“Kate, Sam ve Pete terkedilmek için yaratılmış bir kasabada yaşıyorlar. Simon Longman’ın bu isimsiz kasabası, zaman geçirmenin tek yolunun sarhoş olmak olduğu, işlerin ve umudun çalındığı bir çıkmazdır. Pete sadece sevişmek isterken Sam hayatta kalmaya odaklanır. Sadece Kate kaçmayı planlıyor, kasaba izin verirse.

“Longman’ın oyunu, genç karakterlerinin hayatları gibi, daireler çiziyor. Kasabanın etrafındaki çevre yolunun kancasına takılan Kate, Sam ve Pete, aynı yıkıcı davranışları tekrarlamaya ve önceki nesillerin sınırlı deneyimlerini yeniden yaşamaya mahkûm görünüyorlar. Oyun üzerimizde bir hapsedilme duygusu yaratıyor ve bize coğrafyanın ve koşulların kısıtlamalarını hissettiriyor. Dört bir yanı seyircilerle çevrili olan üç oyuncu, kafesteki hayvanlar gibi. Kate, Sam ve Pete, onlarla tanıştığımız andan itibaren capcanlı, meyve şarabı içiyor ve birbirlerinin sinirlerini bozuyorlar. Kahkahaların ardı arkası kesilmiyor, beklenmedik bir şok midemize tekme gibi gelmeye inene kadar” – The Guardian