Don Kişot

Don Kişot

La Mancha’lı asilzade Sinyor Kessada, şövalyelik hikâyelerine öyle kapılır ki kendini “Don Kişot” ilan eder ve dünyadaki kötülüklere karşı savaşmak için yollara düşer. Sadık ama korkak köylü Sanço Panza da ona eşlik eder. Don Kişot hayallerindeki şövalye gibi davranırken, karşılaştığı sıradan olayları (örneğin yel değirmenlerini dev, kafeste taşınan aslanı canavar) düşman zannedip saldırır; Sanço ise hem korkusuyla hem açlığıyla komik durumlara düşer.

Köyde ise yeğeni Sinyorita, berber ve papaz onun bu “deliliğini” sona erdirmek için planlar yapar. Sonunda berber, “Beyaz Ay Şövalyesi” kılığına girip Don Kişot’u düelloda yenerek eve dönmeye ikna eder. Don Kişot hayallerinden vazgeçmese de köyüne ve sevdiklerine döner; Sanço da valilik ve ganimet hayalleri kursa da sonuçta dostluğun ve iyiliğin önemini öğrenir.

Oyun, hayallerin gücü, iyilik ve dürüstlüğün değeri üzerine neşeli ve mizahi bir dille mesaj verir; çocuklara “hayallerinizi bırakmayın ama gerçekleri de göz ardı etmeyin” temasını aktarır.

Yazarın Notu: Hayallerin Peşinde Cesur Bir Yolculuk

La Mancha’lı asilzade Sinyor Kessada, şövalyelik kitaplarına öylesine kapılır ki kendini Don Kişot ilan eder ve dünyadaki kötülüklere karşı savaşmak için yollara çıkar. Yanında ise açlığı, korkaklığı ve saf komikliğiyle sadık dostu Sanço Panza vardır. Yel değirmenlerini dev sanan, kafesteki aslana meydan okuyan Don Kişot’un maceraları; cesaret, iyilik ve hayal gücünün sınırsızlığını eğlenceli bir dille sahneye taşıyor.

Bu kukla oyunu, çocuklara ve içindeki çocuğu kaybetmeyen herkese “Hayalleriniz sizi ayakta tutar” mesajını verirken; dostluğun, dürüstlüğün ve sevginin gücünü de hatırlatıyor.