Breathing Corpses

Eleştirmenler Birliği Gelecek Vadeden Oyun Yazarı Ödülü –  2005
Pearson Oyun Yazarları En İyi Oyun Ödülü – 2005
George Devine Gelecek Vadeden Oyun Yazarı Ödülü – 2005
Laurence Olivier Üstün Başarı Ödülü adayı – 2006

“İçinde mutluluk kalmayan insan, canlı değildir.
Nefes alan bir cesettir.” -Sofokles

Birbirinden bağımsız görünen ama ölümün birleştirdiği üç kişinin hikâyesi…

Kat görevlisi Amy, çalıştığı otel odasında yine bir ceset bulur. Kiralık depo şirketi işleten Jim, depolardan birinden tuhaf bir koku geldiğini fark eder. Kate ise karakolda geçirdiği bir cumartesi gününün ardından aklını kaçırmak üzeredir. Tanık oldukları şeylerin geri dönüşü yoktur.

Ölümle yüzleşmeyi anlatan bu karanlık oyun, ilginç karakterlerin ölüme verdiği farklı tepkileri gözler önüne seriyor. Hayatın içinde ölümle karşılaşmak, yaşarken kendini ölü hissetmek, insanın giderek yalnızlaşması ve iletişimsizlik gibi temaları ön plana çıkarıyor. Heyecanı ve sürprizleriyle, sıra dışı bir mizahla harmanlanmış karanlık atmosferiyle sonuna kadar izleyicinin merakını canlı tutan, sonunda ise sarsan farklı bir oyun.

2005’te Londra’da Royal Court Theatre’da prömiyeri yapılan oyun, Sidney’de, Lahey’de, Melbourne’de, Philadelphia’da ve Chicago’da sahnelendi. 2007’de Venue dergisi tarafından Yılın En İyi Oyunu seçildi.

Basından…

“Laura Wade’in oyunu, tüm ipuçlarının ölümle ilgili olduğu bir çapraz bulmaca gibi. Tek bir kelimeyi, tek bir jesti bile kaçırmamanız gerek. Wade, oyunun değişen yapısını kullanarak aklınızı karıştırıyor, neredeyse korkutuyor sizi. Gerilim, duygular, absürtlük ve korku hissi dâhiyane bir şekilde işlenmiş. Müthiş bir yetenek gösterisi!” -Sunday Times (London)

“Etkileyici bir oyun. Hüzünlü atmosferi ile aldatıcı yapısının çatışması, kaçınılmaz bir heyecan katıyor.” -The Stage

“Birbiriyle bağlantılı bir dizi ölümün dehşet verici döngüsünü konu alan tarifi zor bir hikâye.” -British Theatre Guide

“Wade’in oyunu, doğrusal bir olay örgüsü ya da zaman dilimi izlemektense, sürekli atlamalarla sizi farklı sahnelerle bağlantı kurmaya davet ediyor. Teatral bir yapboz gibi… Kat görevlisi bir kızın, otel odasında intihar eden birini bulmasıyla başlayıp geri sarıyor ve kiralık bir depoda çürümekte olan bir başka sırrın keşfine kadar uzanıyor.” -What’s On Stage

Oyunun yazarı Laura Wade ise The Guardian röportajında oyunla ilgili şunları söylüyor:

“Yaşamaya ve hayatın önlerine çıkardıklarıyla başa çıkmaya çalışan insanları anlatıyor; çaresizce mutlu olma çabasını. Köpeklerini gezdirirken çalılıkların arasında bir ceset bulan insanlarla ilgili haberler hep ilgimi çekmiştir. Kısa bir süreliğine hikâyenin merkezinde yer alırlar, sonra cesedin başına gelenler ön plana çıkar ve onu bulan kişi unutulup gider. Oysa bu insanlar her gün buldukları şeyin bilinciyle yaşamak zorunda kalırlar. Tıpkı bir kutunun kapağını kaldırıp içine baktığınızda gördüklerinizin zihninize kazınacağı gibi. Tanık olduklarınızı aklınızdan silemezsiniz.”