Sinema Filmi
Yıl : 1970
Yapım Şirketi: Pesen Film
Yapımcı : Nevzat Pesen
Yönetmen : Nevzat Pesen
Oyuncular : Türkan Şoray, Ekrem Bora, Süleyman Turan
Roman bir tren yolculuğuyla başlar. Tren İstanbul’a doğru yol almaktadır. Münevver Hanım Bilecik’ten Gebze’ye dönmektedir. Kompartımanda kitap okumakta, onun tam karşısındaki koltuklarda bir anne ile iki çocuğu oturmaktadır. Birdenbire bu iki çocuğun annesi ölür.
Münevver Hanım, gelen polislere kendini tanıtır, Meral ve Ferdi adını taşıyan bu çocukları yaşadığı Gebze’de Kantarcı Ahmet Paşa Çiftliğine götürür. Çiftlikte kendine ait küçük bir evi vardır. Çiftliğin sahibi arkadaşı Ferdane Hanım’a anlatır. Onların yetiştirilmesine izin alır.
Ferdane Hanım’ın da bir kız bir oğlan ve bir de yeğeni vardır. Oğlu Kenan, kızı Zerrin ve yeğeni Şermin’dir. Şermin de anasız babasızdır. Kenan, çocukların çiftlikte kalmasına itiraz etmez. Kardeşi Zerrin’in hoşuna bile gider, sevinir. Çocukların gelişini çiftliğin çocuklarından Kenan ve Şermin görmüş, ancak Zerrin görmemiştir. Onun için de çok merak etmektedir. Sonunda tanışırlar ve Zerrin, Şermin’e benzemediği, iyi kalpli bir kız olduğunu gösterir.
Ferdane Hanım, Münevver Hanım, zamanla çocukların eğitimleri birer yatılı okula gitmelerinin en uygun olacağını düşünürler. Kenan Amerika’ya gidecektir. Meral, İstanbul Lisesi’ne, Ferdi, Galatasaray Lisesi’ne yazdırılır. Hemen okullar başlayınca da aile Beşiktaş’taki konağa nakledilir. Artık her hafta sonu iki çocuk konağa gelirler, orada Münevver Hanım’ın odasında kalırlar. Bu arada Zerrin de Amerikan Kolejinde okur. Kenan Amerika’ya gider. Yıllar hızla geçer. Meral İstanbul Kız Lisesi’ni Zerrin Amerikan Kolejini bitirir. Yıllar Meral’i çok değiştirir. Özellikle Münevver Hanım’ın telkinleri de işe yarar. Şimdi çiftlikte Şermin dışında herkes Meral’i de sevmektedir. Hele Zerrin onsuz hiçbir şey yapmıyor gibidir.
Kenan, Amerika’dan dönünce her şey hareketlenir. Şermin, sürekli Kenan’ın peşindedir. Kenan ise, ondan uzak durmakta, hele de Meral’a sert ve kötü davranmasını sürekli engellemeye çalışmaktadır. Meral’i koruyan bir de Zerrin vardır. Kenan’ın kardeşi de Meral için çok iyi bir dosttur.
Şermin sürekli ilgiyi üzerine toplamak için eğlenceler düzenlemekte, piyes sahneye koymakta, piyes metnini elle yazma, çoğaltma işini onu ezmek için Meral’e vermektedir. Kraliçe seçimi oyununda çiçek toplama işini de ona görev olarak verir. Zerrin yine arkadaşı Meral’i yalnız bırakmaz. Ama sonunda kraliçe seçilince ve başbakanla yani Kenan’la dans edince, sinirden küplere biner.
Meral’le Ferdi, müzik toplantısı günü bir saat erken gidip kütüphaneden kitap arayacaklardır. Kimsenin olmadığını düşünerek gitmişler ama içeride Kenan ile Kenan’ın babasının arkadaşı Fahri Bey vardır. Kitaplardan birinin içinden düşen bir resim Ferdi’nin çocukken yaptığı bir küçük tablodur. Herkes beğenir. Neden resme devam etmediği konuşulunca Meral, bizim artık Kantarcı ailesine yük olmaktan kurutulup kendi başımıza bir işe girip çalışmamız gerekir, onun için de kardeşimin içinde bir resim yapma hevesi olsa da ben böyle düşününce, bunu gerçekleştiremedi diye durumu özetler. Bunun üzerine Kenan, çok sevdiği Ferdi’nin bu konudaki giderlerini karşılamaya hazır olduğunu söylerse de gururundan hiç ödün vermeyen Meral, karşı çıkar. Size yük olduğumuz yeter der. O da ileride alacağım tablolar için diyerek kararlılığını belirtir. Meral de Ferdi’yi sevindirmek için bu öneriyi kabul eder. Müzik toplantısı saati gelmiştir, salona geçerler. Orada o gün ve başka zamanlarda Meral piyano çalışıyla, söylediği şarkılarla büyük bir hayranlık toplar. Bu kendi ve kardeşi üzerinde toplanan ‘bulunmuş çocuklar’ ezikliğini ortadan kaldırırken bir yandan da Şermin’in şimşeklerini, Kenan’ın ilgisini çekmektedir.
Kenan’in ilgisi Nezihe Hanım’ın İstanbul’dan getirip tanıştırdığı Suna’yı bile unutturur.
Bir gün Meral, gece bitip odasına çıkarken çiftlik kâtibi Ferhat, yoluna çıkar, baba ve annesi için haber vereceğini söyleyince Meral konuşmak zorunda kalır. Aslında niyeti Meral’in Kenan’la evlenmesini engellemek, kendisi evlenmektir. Meral’in anne basanını araştırma yapıp bulacağını söylerken, kafasından geçen kendi yazacağı mektubu onları tanıyanlardan gelen bir mektup gibi göstermektir. Ayrıca da babasının sarhoş ve hırsız olduğunu bu yüzden öldürülüp Nil nehrine atıldığını, annesinin de Kahire’de kirli işler görerek çocuklarını geçindirdiğini meçhul birinden gelen bir mektup olarak kendine ulaştıracaktır.
Ferhat’ın entrikaları, Şermin’in baskıları işe yaramaz. Kenan, Ferdi’yi ata bindirmiş, onu bir hendekten atlatmaya çalışmış, ama at Ferdi’yi atmıştı. Kafası yarılan Ferdi, çiftliğe getirilen doktorla tedavi edilir. Hamdi Bey bir gün Kenan’a Meral ile evlenmek istediğini söyler. Hamdi de ikisi arasındaki sosyal dengeyi vurgulayarak, herkesin ne diyeceğini merak eder. Hamdi ise, kimin ne düşündüğü kendi için önemli olmadığını söyler. Bu kez Kenan, Meral’le konuştunuz mu, o ne düşünüyor diye sorar. Henüz konuşmamıştır.
Kenan bir gün Ferhat’ı odasında yakalar. Daha önce de yakalamış bir daha hiçbir şekilde girmemesini istemiştir. Bu kez affetmez, işten atar, ertesi sabah çiftliği terk edecektir. O akşam çiftlikte bir milli kıyafetli balo düzenlenir. Herkes Büyük Ev’de toplanmaya başlar. Meral bir ara dışarıda kuytu bir yerdeyken karşısına Ferhat çıkar. Önce nazik bir anlatımla evlenme teklifinde bulunur. Reddedilince Meral’i kolundan yakalayıp onu zorlamaya başlar. Meral’in imdat diye seslenişini duyan Kenan içeri girer. Onun gelişini gören Ferhat birden kaybolur. Kenan duruma çok sinirlenir. Kendisini işten çıkardığını keşke bunu daha önceden yapmış olsaydım diye üzülür. Kendi yanında çalışan birinin böyle yapmasından kendini de sorumlu sayar. Nereye giderse gitsin, şimdi onu buldururum, ona gereken cezayı kendim veririm der. Meral buna engel olur. Bırakın kaçsın. Zaten onun buradan gitmesini istemiyor musunuz? O zaman onu getirip de muhatap olmayın, sinirlerinizi bozmayın der. Buna ikna olan Kenan, aratmaktan vazgeçer. Gece devam etmektedir. Yine herkes geceye göre hazırlanmakta, herkes kiminle dans edeceğini düşünmektedir. Meral, girdiği bir oda da yine Ferhat’ın eline düşer. Bu kez hemen bağırır Kenan imdadına yetişir. Ferhat silahını çeker. Bu arada Ferdi gelmiştir kurşunlardan biri Ferhat’a isabet eder. Biri de Kenan’ı sıyırıp geçer. Silah sesine camdan atlayıp gelen Kenan’ın çok sevdiği köpeği Kuzgun, Ferhat’ın bileğini ısırır ve silahı düşürür. Ama bu kez cebinden bıçak çıkarır. Kenan onun da üstesinde gelir, o bıçağı Ferhat’ın göğsüne saplar, etkisiz hale getirir. Bu arada Meral de bayılmıştır.
Doktorlar gelir, Ferhat ağır yaralıdır, İstanbul’a gönderilir. Ferdi’nin yarası ağır değildir. Meral uzun bir süreden sonra ayılır. Başucunda Kenan beklemektedir. Artık ne olursa olsun sevdiğini söyleyecektir. Söyler. Gelen mektup falan umurunda değildir. Hatta aile dostları subay Seyfettin Bey’e söz etmiş, bu mektupta yazılanlara inanmam demiştir.
Bir gün Fahri Bey’den bir mektup alırlar. Fahri Bey, Kenan’ı, Meral ve Ferdi’yi İstanbul’a evine davet etmektedir. Çok önemli şeyler anlatacağını, bir an önce gelmeleri gerektiğini yazmaktadır. Giderler ve gerçekten de o ana kadar romanda bilinmeyenler ortaya çıkar. Fahri Bey’in yeğeni olan Meral ve Ferdi’nin ailesinin kimliğini anlatır. Çocuğu falan yoktur ve tek varisi onlardır. Öte yandan Ferhat’ın da bu aileyle ilişkisi vardır. Meral ve Ferdi’nin annesi Melek’e âşık olup babası Fazıl Bey’i öldürten odur.
Ferhat, hastanede son nefesini verirken anlattıkları inanılır gibi olmayan olaylar cinsindendir. Bütün bu acıları dayıları Fahri Bey’i bulup hiç değilse, ailesinin köklerine kavuşan Meral, artık Kenan’ın evlenme teklifini sevinçle kabul eder. Zaten çocukluktan beri sevdiği tek erkek olan Kenan’a evet der. Yıllarca gururuna yenilmiş bu itiraf etmekten kaçınmıştır. Şimdi Kantarcılar Çiftliğinde Zerrin ile Ahmet’in düğünü yanı sıra kendi düğününün de olmasına çok sevinmektedir.
Sinema & TV Uyarlamaları
Sinema Filmi
Yıl : 1970
Yapım Şirketi: Pesen Film
Yapımcı : Nevzat Pesen
Yönetmen : Nevzat Pesen
Oyuncular : Türkan Şoray, Ekrem Bora, Süleyman Turan