Mimar ve Masalcı

Mimar ve Masalcı

1509 yılında İstanbul’da yaşanan ve halk arasında “Küçük Kıyamet” olarak anılan depremin ardından, kentin bayındırlığını yeniden iskân etmek amacıyla Anadolu’nun içlerine kadar inerek, devşirme toplamaya karar vermiştir Osmanlı. 

Kayseri’nin Ağırnas Köyü’nde, marifetli bir delikanlıya rastlayan devşirme ağaları, ilerlemiş yaşına aldırmadan onu da yanlarına katıp İstanbul’un yolunu tutmuştur.

Adı Yusuf Sinan olan bu genç, kızıl külah giyip de köyünden yola çıktığı ilk günden son nefesini verdiği tarihe kadar yoldaşı olacak masalcı Mustafa Sai ile de bu yolculukta tanışacaktır. 

Ölümünden kısa bir süre önce, uğradığı haksızlığın da acısıyla evine kapanan Mimar Sinan’ın hayatını işte bu dostu, şair ve nakkaş Mustafa Sai anlatacak; onun dilinden kâh İstanbul hikâyeleri dinleyecek, kâh sarayından sokağına Osmanlı’nın siyasi çalkantılarını öğrenecektir izleyici.