İnsanlar, Mekânlar ve Eşyalar
İnsanlar, Mekânlar ve Eşyalar, sıra dışı diliyle modern hayatın bağımlılık sorununu yansıtan bir kara komedidir. Emma umutsuz bir şekilde dürüst olmaya çalışan, sürekli yalan söyleyen bir karakterdir. Kendisi ile olan tüm bağlarını yitirmiş; alkol ve uyuşturucu kullanarak, başkaları gibi davranarak kendi kendini tedavi etmeye çalışmaktadır. Aslında bir aktristir, ilk olarak Çehov’un Martı’sında “Nina” karakteri olarak karşımıza çıkar ve sonra bir rehabilitasyon merkezine gönülsüzce kayıt yaptırır. Uyuşturucudan arınma sürecinde Emma’nın duygu durumunu yansıtan beş farklı Emma sahnede görülür. Her biri Emma’nın çelişkili dünya görüşlerini ve uzlaştıramadığı farklı kişiliklerini temsil eder. Yoksunluğun belirtilerini atlatmasının ardından grupla terapi süreci başlar.
Kim olduğunu hatırlamak ve kendi gibi davranmak zorunda kaldığı tedavi süreci Emma’nın pek de hoşuna gitmez. Her fırsatta başkalarının hayatını kendi hikâyesi gibi anlatır. Kendisiyle yüzleşmekten korkar. Kimi zaman Emma terapistin ve diğer bağımlıların kabullendiği her şeyi etkili bir biçimde sorgulayıp reddeden kızgın bir ateş topudur. Kimi zamanlarda ise bağımlılığı altında ezilen, acı çeken bir karakterdir. Bağımlılık kendi hayatını ve dünya görüşünü kontrol ettiğini düşündüğü tek yoldur. Emma, dünyadaki düzeni durmadan sorgular ve uyuşturucu kullanımı için ayrıntılı ve onurlu nedenler yaratır.
İlk başta eğlenceli gibi görünse de, sancılı bir süreçtir: Emma hırçın bir genç kız gibi günlük işleri yapma ve modern hayatın karmaşıklığına katlanma fikrine göğüs germektedir. Oyunun doruk noktası olan Anne ve Emma’nın kahredici yüzleşmesinde aslında “tedavi” ve “af dileme”nin aynı şey olduğu anlaşılır.
“Bağımlı olan pek çok kişi aslında zeki olarak nitelendirdiğimiz insanlardır; insanlar büyük beyinlerini sürekli düşünmekten alıkoyamıyor nihayetinde içiyor ve kullanıyor. Bağımlıklarımızdan kurtulmanın bir yolu da bizleri bağımlı kılanlardan kurtulmaktır: İnsanlar, Mekânlar ve Eşyalar… Bazı insanlar, bazı mekânlar ve bazı eşyalar nispeten bizim için daha tehlikelidir. Özellikle ailelerimizle, çevremizdekilerle aramızda güçlü bir bağ kuramazsak eğer bu bağı başka yerlerde ararız; alkol ve uyuşturucuda…” Psikolojik mücadelenin temelinde bunlarla yüzleşmek ve bunlardan uzak durmak yatar. Emma tüm bunlarla yüzleşmek için yıllar sonra ailesinin evine döner yani geride bıraktığı geçmişe…
Londra’dan sonra New York’ta seçkin tiyatrolarda sahnelenen oyun ünlü İngiliz yazar Duncan Macmillan’ın kaleminden çıkmıştır. Yazar, kendilerini bozuk düzenin bir parçası olarak gören bir grubun rehabilitasyon merkezinde tedavi sürecini sıra dışı bir dille anlatmaktadır. Oyunun ana karakteri Emma başkaları gibi davranarak yalan söylemekten kaçınmaz. Alaycı bir dille sürekli yalanları açığa çıkarılan Emma’nın bu huyundan vazgeçmesi çok zordur. Çünkü o uyuşturuculara olduğu kadar yalanlarına da bağımlıdır…
“Fiziksel olarak bağımlılıktan kısa sürede kurtulmanın mümkün olduğu ancak psikolojik sürecin uzun sürdüğü bir gerçektir.” Tedaviden kısa sürede kurtulma çabaları içinde olan Emma’nın sıklıkla kurulu düzeni ve toplumsal inançları sorgulamasına şahit olunmaktadır. Oyunun zeki fakat hırçın karakterinin bağımlılığı kadar kendisinden de kurtulması gerekir…
“İnsanlar, Mekânlar ve Eşyalar” gerçeklerden kaçmanın cazibesi üzerine kurulu bir oyundur. Yazar, bağımlılığın, politikadan dine uzanan tüm alanlarda basmakalıp bir söz ticaretinin hâkim olduğu modern hayata karşı kısmen bir tepki olduğunun toplumsal bir eleştirisini yapar.
Yapıt Hakkında
Çevirmen : Elif Gençtürk Erdem
Tür : Trajikomik
Bölüm : İki Perde
Oyuncu Bilgisi : 7 E - 11 K
Yeni Yabancı Oyunlar / Türkçe Kategorisine Geri Dön