Trendeki Kız
“Rachel Watson” evlenip boşanmış, çok istediği hâlde çocuk sahibi olamamış, alkol sorunu olan ve bu sebeple hafıza problemi yaşayan, eski kocasına takıntılı bir kadındır. Her gün işe gidip gelmek için bindiği trenden, boşandığı kocasının yeni eşi ve çocuğuyla oturduğu eski evini izler. Bunu yaparken birkaç ev ötede oturan mutlu bir çift gözüne çarpar ve onları da gözetlemeye başlar. Gün geçtikçe bu durum onda takıntılı bir hâl alır. Bir gün yine işe giderken kadını başka bir erkekle öpüşürken görür ve çok öfkelenir. Çünkü ona göre o evdeki kadın onun kaybettiği ve sahip olmak istediği her şeye sahiptir ve bu yaptığının kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Bu olaydan bir süre sonra eski kocası “Tom” onu ziyarete gelir ve o evdeki kadının, yani Megan’ın ortadan kaybolduğunu söyler. Polisin o gece civarda olan herkesle görüştüğünü, karısı Anna’nın da polise Rachel’ın o akşam evlerine geldiğinden bahsettiğini, bu yüzden de kendisini uyarmak istediğini söyler. Rachel o gece alkollü olduğundan yaşananları hatırlamamaktadır. Alnında bir yara vardır ama bunu kimin yaptığını ya da nasıl olduğunu bilmemektedir. Kafasında yarattığı o harika dünyanın sahibi ‘mükemmel’ kadın Megan’ın ortadan kaybolmasıyla ve ısrarcı bir dedektifin de olaya dahil olmasıyla işler iyice karışır ve Rachel, bir anda kendini tanık, hatta şüpheli konumunda bulur. Bu olayın ardındaki gerçekleri ortaya çıkarabilmek, kafasındaki soru işaretlerini giderebilmek ve hafızasındaki boşlukları doldurabilmek için, Rachel da kaçınılmaz bir şekilde yaşanan bu sürece dahil olur… Oysa her şey, göründüğünden çok farklıdır…
Çevirmenin notları :
Oyun ; modern dünyada insanın yalnızlığını, bu yalnızlıktan kurtulmak için edinilen bağımlılıkları, aile içi duygusal ve fiziksel şiddeti, çocuk sahibi olamamanın yada olduğunda kaybetmenin bir kadında yarattığı yıkımı ve dışarıdan mükemmel görünen hayatların aslında nasıl da yalanlar üzerine kurulu olabileceğini temel alırken ; bencilliğin, aldatmanın, kendi zevki ve çıkarları için başkalarını kullanmanın, kıskançlığın getirdiği psikolojik travmaların, saflığın, işsizliğin acı tecrübesinin, kaybolmuşluğun, çaresizliğin ve sonuçta da kaçınılmaz bir yıkıma, hatta cinayete kadar giden bu yolun, bir trenin penceresinden nasıl göründüğünü etkileyici bir biçimde anlatıyor…
“Trendeki Kız” ; günümüz modern toplum insanının çoğunlukla içinde bulunduğu yalnızlığın, sıkışmışlığın, başarısızlığın ve istediğini bir türlü elde edememe duygusunun doğurduğu çaresizliğin trajik yansımalarına vurgu yaparken, aynı zamanda da temelinde sevgiye ve güvene dayalı, ama sadece insana özgü o anlaşılmaz saflığın garip aymazlık derecesini, şuursuz hırsların, zevklerin ve bencilliğin esir aldığı insanî duyguların düştüğü acınası durumu, kişinin çıkarları doğrultusunda nasıl şekil değiştirebileceğini de vb. gözler önüne seriyor… Yalnızlığı, aşkı, korkuyu, şiddeti, alkol bağımlılığını, hiçlik duygusunu, çocuklukta yaşanan travmaları vb. tıpkı gerçek hayattaki gibi güçlü bir şekilde vurgulaması açısından da ayrıca önem taşıyan bir oyun…
Trendeki Kız’ın ; “Paula Hawkins”in 2015 yılında yazdığı “The Girl On The Train” adlı romanından yola çıkılarak, 2016’da yine aynı adla Hollywood’da filmi de çekilmiştir… Ayrıca yine aynı romandan oyunlaştırılan “Trendeki Kız” adlı oyun, 2019‘da Londra’da sahnelenmiş ve hâlen büyük ilgiyle izlenmektedir…
Sahnelendiği Tiyatrolar
Devlet Tiyatroları, Konya (2023-2024 ve 2024-2025)
Yapıt Hakkında
Uyarlayan : Rachel Wagstaff & Duncan Abel
Çevirmen : Ekin Tunçay Turan
Tür : Dram – Polisiye – Gerilim
Bölüm : 2 Perde
Oyuncu Bilgisi : 4 E – 3 K
Oyun Arşivi Kategorisine Geri Dön