Yapıt Hakkında

2016 yılında yayımlanan Her Şey Bittiği Yerde Başlar yazarın 1950’li yıllarda kaleme aldığı KATRANACI ve KORKUNUN PARMAKLARI adlı üç kitabının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur.

 

KATRAN

Sevinci Yokeden Gerçek, ilk hikâye, Yalova’da kuş avlamaya çıkan arkadaşları arasında nihayet kendisinin de bir kuş vurabildiğini gören bir çocuğun gergin, gevşemiş ruh hallerini çözümlüyor. Uyku hikâyesi, hademe olan babası tarafından büyük ümitlerle parasız yatılı okula verilmek için şehre getirilmiş, on iki yaşında, ilkokul mezunu bir köylü çocuğunun üzücü âkıbetidir: Üç gecelik yolculukta bitkin-uykusuz çocuk, sıhhî heyet muayenesine sevkedildiği hastanede bastıran uykunun kurbanı olur, gösterilen harfleri seçemez, gözlerinden çürük çıkar. Göz göre göre yapılan haksızlıklar, kayırmalar, küçümseyişler arasında baba oğulun dünyaları yıkılmıştır. Asalaklar hikâyesinde üç İstanbul delikanlısı, Beyoğlu’nda rastladıkları bir sosyete kadınından karınlarını doyururlarken, kadının kleptoman olduğunu öğrenir, kaçarlar. Kabuslu Bir Gece’de evine geç gelen bir erkeğin, karısı tarafından kovulunca tuğla ocaklarına gidişi, orada rastladığı üç kişiyle esrar içmesi, onlarla konuşması; Yem hikâyesinde bir sokak kadınının mezarlıkta sevişmesi anlatılıyor. Dökümcüler Sokağının Sarhoşları Hamdi ile Mehmet, boyalı ispirto ve gaz yağı içer, feci bir terkedilmişlik duygusunu yenmeye çalışırlar. Katran, hikâyesinde adam, bozdurması için, çırağına yüz lira verir, çocuk dönmez geri; yakalanır, anasıyla oturduğu gecekondu yıkılır, dövülür. Adam, çocuğun hem de amcasıdır. Olaya el koyan polis, götürüldüğü gecekonduda korkunç bir sefaletle karşılaşır. O sırada sokakta eşeğinin yaralarına katran sürmekte olan bir başka adam, olayın tanığı hikâyeciye: “Hayvan, ama insan acıyor gene de” der.

ACI

Dünyada Bir Akşam Üstü küçük bir evin tek odasında oturan, üçüncü evliliğinde mutsuz, çocuksuz, yirmi yedisinde Fahriye Abla’nın hikâyesidir. Serseri koca artık yuvaya dönmeye karar vermiş, gelip karısından af dilemiştir ki, genç kadın az sonra kocasının öldüğünü görür. Acı Soğan, yapı işçilerinin bir yemek oturumuyla uykuya çekilme arasındaki yarenliklerini nakleder. Yer yer Sait Faik’in Semaver hikâyesini hatırlatan Aydan Gemi Yapanlar’da Hacer Hanım, sabahleyin oğlu Hakkı’yı uyandırır. Hakkı gördüğü, anasına da anlattığı güzel bir rüya ile mutlu, sefer tasını alıp fabrikaya gider. Acı hikâyesini oluşturan, sokaklara dökülmüş kömürleri toplamak uğruna dövülen, hakarete uğrayan yoksul çocukların korku ve yılgınlıklarıdır. Çocuk hikâyesinde ana, hayırsız kocasının öldüğü haberiyle ferahlar: Artık baskılardan korkulardan kurtulmuş, hayatını değiştirecek, aç sefil oğlunu da yoksulluktan kurtaracaktır. Kitabın öteki hikâyeleri de kahırlı hayatlar üzerinde gözlemlere paralel, iç dünyaları yansıtma ustalıkları da gösterir. Sonuncu hikâye Uçtu Uçtu Sinek Uçtu, her iki özelliği iyi kaynaştırmış olmasıyla, yazarın hikâyeciliğinde yeni gelişmelere olumlu bir geçiştir.

KORKUNUN PARMAKLARI

Bir şoförün bir otobüs kazasında çıldırması (Korkunun Parmakları), evde bir babanın hayaller kurarken içeriye bir hırsız girmesiyle mahallelinin ayağa kalkması, küçük çocuğun şok geçirmesi (Dünyada Bir Gece), bir işi için notere giderek kapıdan ayrıldığı nedeniyle bir kapıcının haftalığından on lira kesilmesi (Hasan), haksızlığa uğramış bir memurun aklını oynatması (Koku), evinin ekmek parası uğruna jigololuk yapan bir adamın küçüklük kompleksi, ezilmişlik duygusu (Ölüler); bir çocuğun, hasta annesinin ölmemesini isteyişi (Her Yerde Onlar); evin geçimi çıkmaza girdiği için, bir oğulun, babasının metresini dövmesi (Bir Ev); üç delikanlının askerlik dönüşü tasarıları (Her Şey Bittiği Yerde Başlar); karı koca huzursuzluğu (Karanlık); aylığının elli lira artacağı ümidiyle, bir daktilo kızın, girdiği yarışmada geçirdiği heyecanlar (Savaş); biri evli, çocuklu, iki arkadaşın, gelmek üzere bahar mevsimine karşı ümitleri, ümitsizlikleri (Sisli Baklalar). Bu durum ve olaylara eğilen on bir hikâyenin hepsinin ana teması, korkudur. Bir anı, bir olay, bir ikinci kişi, güçsüzlük, açlıklarla beslenen sıkıntılar, hikâye kişilerini devamlı korkutur.

Kaynak: Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü / Behçet Necatigil