İthaki Yayınları, Suat Derviş’in aşağıda ayrıntısı sunulan 4 kitabını birden yayımladı.
İstanbul’un Bir Gecesi
İstanbul’un Bir Gecesi sıradan bir gecenin farklı sınıftan insanlarca nasıl yaşandığını, bir yanda tek sefer giyeceği bir elbiseye servet ödeyen kaymak tabakadan bir kadınla, diğer yanda oğluna kan parası bulmak için bedenini satan veremli bir anneyi anlatıyor. Sadelikten ve akıcılıktan vazgeçmeyen Derviş “edebiyat yapmadan” edebiyat yapıyor.
1939 yılında Haber gazetesinde tefrika edildiğinde ses getiren metin bugünkü sosyal ve ekonomik uçurumların da çok uzağına düşmüyor. Suat Derviş’in ‘30’lardan itibaren ürettiği toplumcu gerçekçi metinler eleştirmenler tarafından yıllar içinde görmezden gelinmiş olsa da bütün canlılığı ve gerçekçiliğiyle seneler sonra bile anlamını ve önemini koruyor.
Kendine Tapan Kadın
Suat Derviş’in Gece Postası gazetesinde 1947 yılında tefrika ettirdiği ve büyük ilgi gören Kendine Tapan Kadın ilk kez kitap olarak okurla buluşuyor. Fosforlu Cevriye’den hemen önce kaleme alınan Kendine Tapan Kadın, sınıf çatışmasını, insani hırsların ve çıkarların toplumda açtığı büyük yaraları bütün çarpıcılığı ve cesaretiyle ortaya koyuyor. Genç bir kadının çocukluğunda açılan derin bir yara onu nasıl bir zalime dönüştürür ve en büyük zararı yine nasıl kendisine verir adım adım gösteriyor Derviş.
Titiz ve yoğun arşiv çalışmalarıyla ortaya çıkarılan Suat Derviş külliyatının mihenk taşlarından biri olan Kendine Tapan Kadın yetmiş bir sene sonra okurla buluşuyor.
Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdır
Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdır, Tan gazetesinde 1937 yılında tefrika edilmeye başlandığında toplumcu gerçekçi roman popüler bir tür değildi. Hatta köy ve taşranın dışına çıkıp şehir hayatını, kenar mahalleleri, fabrikaları anlatan roman yok denecek kadar azdı. Suat Derviş’i çalıştığı gazete muhabir olarak Sovyetlere gönderdiğinde romanı yarım bir şekilde, taslaklarıyla Kemal Tahir’e bırakmış, son kısmını Kemal Tahir tamamlamıştır. Tren yolculuğu sırasında iki kalın defter yazıp yolladıysa da gazete tefrikanın yeterince ilgi görmediğini söyleyerek Kemal Tahir’in sonu yazmasını istemiştir.
Bu koşullar altında yazılan ve okurla buluşan roman seksen bir sene sonra ilk kez Suat Derviş adıyla kitaplaşıyor. Dünden bugüne koşullarda ve sömürülen bir avuç insanın hayatında bir şey değişmediğini gözler önüne seren Derviş, zamanı aşan öngörüsü ve tahlilleriyle büyük bir yazar olduğunu gösteriyor.
Hiçbiri
1923 yılında Kütüphane-i Sudi Neşriyatı tarafından basılan Hiçbiri, insani ilişkilerin, yalnızlığın, hayal kırıklıklarının ortaya çıkardığı ruh hallerini derinlemesine tahlil ederek karakterlerini kuruyor. Ablası Hamiyet Derviş’le olan ilişkilerinden de beslenen romanda Suat Derviş, yer yer kendini bir roman karakterine dönüştürmekten çekinmiyor.
22 Ekim 2018