Sevin Okyay’ın William Shakespeare’den “Romeo ve Juliet” ve “Macbeth” çevirileri İthaki Yayınları tarafından yayımlandı.
ROMEO VE JULIET
Damarlarında bir soğukluk hissedeceksin, uykun gelecek. Nabzın atmayacak, bedenin soğuyacak, nefes almayacaksın.
Romeo Montague ve Juliet Capulet, İtalya’nın Verona şehrindeki iki düşman ailenin çocuklarıdır. Juliet’in babası, kızının Paris’le evlenmesini ister. İkisini bir araya getirmek için büyük bir parti planlar. Romeo ve arkadaşları, partiye maskeli olarak gelirler. Romeo ile Juliet karşılaşır, birbirlerine âşık olurlar ama aşklarına izin verilmeyeceğini anlayıp gizlice evlenmeye karar verirler. Kızının gizlice Romeo’yla evlendiğinden haberi olmayan babası, o hafta içinde Juliet’in mutlaka Paris’le evlenmesi gerektiğine karar verir. Rahip Lawrence, kısa süreyle insanı ölü gibi gösteren bir iksir alması için Juliet’i ikna eder. Bu plana göre Juliet uyanınca, kimsenin haberi olmaksızın kocası Romeo’ya kavuşacaktır.
Ölmüş görüneceksin. Kırk iki saat böyle kalıp Sonra, hoş bir uykudan uyanır gibi uyanacaksın.
İngilizcenin en büyük yazarı William Shakespeare’in, 1590’lı yıllarda kaleme alındığı tahmin edilen ve dört yüzyıldır önemini yitirmeyen romantik tragedyası Romeo ve Juliet, aşkın alacakaranlık tabiatına dair yazılmış başyapıtlardan biri.
MACBETH
Uyanın! Uyanın! Felaket çanını çalın! Cinayet ve ihanet!
Glamis Beyi Macbeth savaştan zaferle dönerken üç cadı tarafından karşılanır. Onu sadece Glamis Beyi olarak değil, aynı zamanda Cawdor Beyi ve geleceğin kralı diye selamlayan cadıların bu tuhaf kehanetlerle dolu sözlerine anlam veremeyen Macbeth, kısa süre sonra Kral Duncan tarafından kendisine gerçekten de Cawdor Beyi unvanı verildiğini öğrenince, krallık tahtını arzulamaya başlar. Elbette bu arzu, beraberinde ihanet ile cinayeti de getirecek, taht sevdası muzaffer bir askerin hayatına gölge düşürecektir.
Ölümün taklitçisi bu rahat uykuyu atın üzerinizden, Gelin de ölümün kendisine bakın!
İngilizcenin en büyük yazarı William Shakespeare’in unutulmaz yapıtı Macbeth, ilk kez 1606’da sahnelendi. Yazarın en kısa tragedyası olan bu eser, ihtirasların ne denli ölümcül, iktidar arzusunun ne kadar yok edici olabileceğini anlatırken, insanın içindeki karanlığın nasıl şekillendiğini adım adım resmediyor
Mezarlarınızdan hortlak gibi yükselip ruh gibi yürüyün Bu dehşeti anlamak için!
15 Eylül 2022