Sinsiler Diyarı
Gerçeği bulmak için sinsi olmak gerekir. Charlie Manson bunu biliyordu. Ailesi de biliyordu. Muhtemelen yanınızdaki kişi de bunu biliyor. Hatta belki siz de biliyorsunuz. Sinsiler diyarı Sneakyville’e gelin. Acayip bir yolculuk sizi bekliyor.
Ödüllü yazar Christopher Bryant’dan en kötülerimizin nereden geldiğini ve geri kalanımızın onlara nasıl hayran olduğunu anlatan karanlık, komik ve teatral açıdan cüretkar bir oyun. Politik, sosyolojik ve krimonolojik içeriğiyle, farklı dili ve Manson ailesine yeni bir bakış açısıyla yaklaşan oyun 2018’de Avustralya’da dünya prömiyerini gerçekleştirdi, eleştirmenlerin ve izleyicinin beğenisini topladı.
Yalnızca Amerika sınırlarında değil tüm dünyanın tanıdığı Charles Manson ve Manson ailesi, cinayetlerin üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala popülerliğini koruyor. 1934 doğumlu Charles Manson 2017’de 83 yaşında cezaevinde öldü. Charles Manson Ailesi pek çok sinema filmi, belgeseller, müzikal ve tiyatro oyunlarına konu oldu.
Charles Milles Maddox 1934 yılında Cincinnati Ohio’da, 16 yaşındaki annesi Kathleen Maddox’un gayri meşru çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesinin başta isim vermeyi bile ihmal ettiği Charles “isimsiz Maddox” adıyla kayda geçti. Muhtemelen hiç tanışmadığı babası işçi ve dolandırıcı Walker Henderson Scott’dı. Annesinin doğumdan kısa bir süre sonra başka bir işçi olan William Eugene Manson ile evlenmesi üzerine üvey babasının soyadını aldı. Çocukluğundan itibaren hep yalnız olan Manson hiçbir zaman anne sevgisi, aile gibi kavramları öğrenemedi. Erkenden suç dünyasıyla tanışan bu konuda yeteneğini sergileyen Manson giderek alanında uzmanlaşırken araba hırsızlığından uyuşturucu ve kadın satıcılığına pek çok suça karıştı. Defalarca hapse girip çıktı. Eğitimini hapishanede aldı. Diğer mahkumlardan müziği, kadın satıcılığını, işin inceliklerini öğrendi. Bir yandan hapishanede olduğu dönemlerde scientology, felsefe, psikoloji okudu. Ama ona ölümsüz ününü sağlayan kendine toplumun dışladığı insanlardan kurduğu ailesiyle işledikleri cinayetler oldu. Özellikle de ünlü yıldız Sharon Tate cinayeti.
1960ların aşk yazı felsefesiyle bir takım kadınları o dönem birlikte olduğu Mary Brunner ve kendisiyle yaşamaya ikna etmeye başladı. Bu Manson ailesinin başlangıcı oldu. Manson, takıntılı olduğu Beatles şarkısı “Helter Skelter”ı unvanı bellemişti. ABD’de yaklaştığına inandığı ırklar arası savaşı güçlendirmeyi ve bu savaştan sonra doğacak yeni sosyal düzenin lideri olmayı amaç edinmişti. Manson çok sayıdaki takipçisini İsa Peygamber’in reenkarnasyonu olduğuna inandırdı. Bir dizi uyuşturucu ve karizmasını kullanarak genelde genç, orta sınıf kadınlardan oluşan ‘ailesini’ kontrolü altına aldı. Bir zamanlar bir mahkum arkadaşına “Ben pozitif bir güce sahibim.. negatifleri topluyorum” demişti. Topladığı insanlara yardım ettiğine onları özgürleştirdiğine inanıyordu.
Bir okul otobüsüyle şehir şehir gezmeye başlayan grup, hippi yaşam tarzıyla bir süre bu şekilde yolculuk etti. Ancak katıldıkları bir rock konserinde uyuşturucu alan Manson’un kendisini çarmıha gerilmiş İsa olarak görmesiyle işler değişmeye başladı. Yeniden doğan Mesih olduğunu söylüyordu. 1968 yılının yazında Mesih ile şeytanın bir arada vücut bulmuş hali olduğunu öne sürerek etrafındakileri etkisi altına alan Manson, kısa süre sonra da Helter Skelter fikrini savunmaya başladı. 1968’de Manson Ailesi Spahn Ranch adlı bir zamanlar film seti olarak kullanılmış George Spahn’a ait çiftlikte onun izniyle yaşamaya başladı. 1968’de Martin Luther King öldürülünce Manson yaklaşmakta olan ırk savaşından bahsetmeye başladı. Beatles’ın da bu savaşı öngördüğünü ve White Album’de onları motive etmek ve liderlik etmek için aileyle konuştuklarını iddia etti. Ve aile Manson’ın liderliğinde dünyanın sonuna hazırlanmaya başladı. Ancak 1969’da bekledikleri ırk savaşı hala başlamamıştı. Bunun üzerine Manson bu işi ele almaya karar verdi.
Manson ve takipçileri, 1969’da ırklar arası savaş başlatmak için suçu siyahlara atmayı planlayarak insanları öldürmeye başladılar. Manson ve tarikatının ilk cinayetleri 25 Temmuz 1969’da Gary Hinman’ın ölümüyle başladı. 8 Ağustos’ta ise Roman Polanski’nin eşi Sharon Tate’in evi hedef alındı. İlk başta 18 yaşında evin dışında rastlanan bir genç öldürüldü, ardından da Tate ve beraberindeki dört kişi daha öldürüldü.
Ardından Leno ve Rosemary LaBianca çiftinin cinayeti işlendi. Ailenin son kurbanı ise 1977’ye kadar kalıntıları bulunamayan Donald Shea adlı dublör oldu. Mason ve takipçileri, cinayetlerin siyahi kişilerin üzerine kalarak ırk temelli gerginliğin daha çok artmasını beklemişlerdi.
Hinman cinayetinden tutuklanan aile üyelerinden Susan Atkins, oradaki koğuş arkadaşlarını etkilemek için Sharon Tate cinayetiyle ilgili konuşunca bunun üzerine ifadesi alınan Susan Atkins, Sharon’u ve bebeğini öldüren kişinin kendisi olduğunu itiraf etti. Katliamı 4 arkadaşıyla birlikte yaptıklarını söyleyen Atkins ve diğerlerinin liderlerinin Charles Manson olduğu anlaşıldı. Mahkemede yargılanırken alnında bir x işaretiyle salona gelen Manson’ı aile üyeleri de takip etti ve hepsi alnına çarpı işareti koydu.
Manson, her ne kadar cinayetler gerçekleşirken orada bulunmasa da 1971’de 7 cinayetten idama mahkum edildi. Onunla birlikte Van Houten, Krenwinkel, Atkins de idam cezası aldı. Toplam cinayetlerinin sayısı belirlenemeyen Manson ve grubunun 35 ölümden sorumlu olduğu düşünülmektedir.
1972’de idam cezası California eyaletinde geçici olarak yasaklanınca ömür boyu hapse çevrildi. Şartlı tahliye talebi defalarca reddedilen Manson’ın yine benzer bir başvuru yapması 2027’ye yasaklanmıştı. Buna gerekçe olarak ise Manson’ın rehabilitasyona gitmeyi kabul etmemesi, diğer mahkumlarla kavga etmesi, beraberinde uyuşturucu ve cep telefonu gibi yasaklı malzemeleri bulundurması ve diğer mahkumlara uyuşturucu satmaya çalışması gibi nedenlerle örnek bir mahkum olmaması gösterilmişti.
Manson ve tarikatının işlediği cinayetler etkisini uzun yıllar boyunca gösterdi. Mahkemesi sırasında ifadeleri, yazdıklarıyla hapisteyken bile hayran kitlesi oluşturmayı başaran Manson yıllarca hapishanede olmasına rağmen hiçbir zaman unutulmadı. Ününü yazdığı kitaplar ve şarkılarla pekiştirdi.
Yazar Hakkında
Oyun yazarlığının yanısıra, oyuncu ve eğitmen olan Avustralyalı yazar Christopher Bryant Melbourne’de yaşamaktadır. 2014 NIDA (National Institute of Dramatic Art) Oyun yazarlığı bölümü mezunu olan Christopher Bryant, fortyfivedownstairs, Malthouse Theatre, Wheeler Centre, ATYP, La Mama pek çok popüler tiyatro ile çalıştı. Doktorasını tamamladığı Monash Üniversitesi Tiyatro Bölümünde ders veren ve ilk oyunu Acid Tongue’u 2011’de yazan yazarın diğer oyunlarından bazıları: Disinhibition, Home Invasion, Flotsam, Intoxication, The Mutant Man, The Other Place ve The Great Dark Spot. Home Invasion oyunuyla Griffin Ödülüne aday gösterilen yazarın pek çok adaylığı ve ödülü bulunmaktadır. Kullandığı dil, farklı tarzı, cüretkarlığıyla yalnızca oyun yazarı olarak değil oyunculuğuyla da eleştirmenlerin ve seyircilerin beğenisini toplayan başarılı bir hikaye anlatıcı olarak nitelendirilen yazarın oyunları sıklıkla sahnelenmektedir.
Yapıt Hakkında
Çevirmen : Nazlı Gözde Yolcu
Tür : Kara Komedi
Bölüm : 3 Perde
Oyuncu Bilgisi : 2 E – 3 K
Yeni Yabancı Oyunlar / Türkçe Kategorisine Geri Dön