Room

Ödüllü yazar Emma Donoghue’nun aynı adlı romanından sahneye uyarladığı oyunun dünya prömiyeri 10 Mayıs 2017’de Abbey Theatre’da gerçekleşmiştir. Sahne uyarlamasında film ve romandan farklı olarak Büyük Jack karakteri ile müzik ve şarkılar eklenmiştir. Oyunun müzikleri ve şarkı sözleri Cora Bissett & Kathryn Joseph’e aittir.
Ailesinin onu yetiştirdiği gibi yardımsever bir insan olmaya çalışan genç kız köpeğinin hasta olduğunu söyleyip ondan yardım isteyen adama yardım etmek ister. Bu onun en büyük yanlışı olur, adam onu kaçırır ve bahçesindeki kulübeye kapatır. Yedi yıl süren esareti süresince sürekli tacize uğrayan genç kadın iki kez hamile kalır, ilk kız bebeği yaşamaz, ikinci bebeği Jack ise onun yaşadıklarına katlanabilmesine ve hayata tutunmasına neden olur. Oğlunu sağlıklı büyütebilmek için elinden geleni yapar, kendince bir düzen belirler. Onu eğitmeye, sağlıklı beslenmesini sağlamaya çalışır. Artık beş yaşına gelen oğlu Jack’in gerçek dünyaya dair bir algısı yoktur. Odada doğup büyüdüğünden dünyası odayla sınırlıdır. Annesinin yarattığı oyunlar, anlattığı hikayeler ve sınırlı da olsa izlediği televizyon ve canlı hayal gücünün de katkısıyla hayatından memnun yaşar. Ancak anne için artık kaçmanın zamanı gelmiştir, kaçışı planlamaktadır. Planını Jack’e anlatır ancak jack anlamakta zorlanır. Sonunda plan başarıya ulaşır ve kurtulurlar. Ancak oda dışındaki dünyada olmak Jack’in kısa yaşamında karşılacağı en büyük mücadele olacaktır.

Oyunun birinci perdesi odada tutsak olan anne ve oğlu Jack’in hayatta kalabilmek için bir takım sıkı kurallara bağlı yaşadıklarını görürüz. Anne Jack’i koruyabilmek adına günlük ritüeller icad etmiştir, oyunlar oynayarak, spor yaparak, tv izleyerek, gündelik işleri hallederek vakit geçirirler. Anne sık sık Jack’e hikayeler anlatır, favori hikayeleri Alice Harikalar Diyarında’dır.

Ancak yaşadıkları durumun dehşeti akşamları açığa çıkar, Yaşlı Nick’in rutin ziyaret saati geldiğinde Jack gardroba saklanmalıdır. Anne onu koruyabilmek için gözönünde olmasını istemez ve uyku zamanı geldiğini söyleyerek gardroptaki yatağına yatırır.

İkinci Perdede hayatları değişir ve esaretten kurtuluşlarının ardından odanın dışarısında yabancısı oldukları dünyayla karşılaşmalarıyla onları farklı duygular ve korkular bekler.

Yazar filmden ve romandan farklı olarak küçük Jack’in içdünyasında yaşananları aktarmak üzere Büyük Jack karakterini ekleyerek hikayeye daha derin bir boyut kazandırıyor. Şarkılar ise yaşananların doğal akışına uygun duygularını aktarmaya yardımcı olacak şekilde gelişiyor.

Usta yazar Emma Donoghue’nun 2010 tarihli çok satan romanından önce sinemaya ardından sahneye uyarladığı Room, genç bir kızken kaçırılan ve yedi yıl boyunca bir odanın içinde esaret altında yaşayan bir kadının hikayesini anlatıyor. Hikaye son derece üzücü ve sarsıcı olsa da etkileyici diliyle bir annenin çocuğuna olan sevgisinin gücünü gösteriyor. Oyun yaşam algımızın yaşadıklarımız ve deneyimlerimizle sınırlı olduğunu ancak hayal gücünün sınır tanımadığını vurguluyor. Genç kızken kaçırılarak bir odaya hapsedilen anne yıllar boyu süren tacizin kurbanı olarak bir çocuk sahibi oluyor. Anne klostrofobik ama sevgi dolu bir izolasyon içinde yaşıyor. Onu hayata bağlayan oğluna korkunç gerçeği söyleyemiyor. Ve oğlu için yalnızca ikisinin olduğu hayali bir dünya yaratıyor. Jack’i ona veremeyeceği bir hayatı anlatarak hayal kırıklığına uğratmak istemiyor. Ve Jack’in dünyanın geri kalanının sadece televizyonda varolduğuna inanmasına izin veriyor. Jack yalnızca annesiyle kendisinin ve odanın gerçek olduğunu sanarak büyüyor. Tek dünyası oda, arkadaşları ise odadaki eşyalar ve hayali köpeği. Jack için oda bütün dünyadır ama anne için yedi yıldır kilit altında tutulduğu zindandır. Jack’in bakış açısından bildiği tek dünya annesiyle yaptıkları aktiviteler, oyunlar, hikayelerden örülü güvenli bir rutin cennetidir. Ama kurtulup dışarıya çıktıklarında güvenli cenneti dağılıyor ve tüm dünyası sarsılıyor.

Yazar romanı beş yaşındaki Felix’in gerçek hikayesinden etkilenerek tasarlamış. Josef Fritzl öz kızını 24 yıl boyunca bodrumda saklayarak onu istismar eder. Ve kızının altı çocuğu olur. Özellikle beş yaşındaki Felix yazarı çok etkiler. Yazarı etkileyen bir başka gerçek hikaye ise Pensilvanya’da çocuklarını sekiz yıl boyunca bir odada kilitli tutan bir kadının hikayesi. Bu iki gerçek olaydan çok etkilenen yazar beş yaşında bir çocuğun gözünden böyle bir esaret hikayesi yazmaya karar vermiş. 2010 yılında yayınlanan roman eleştirmenler ve okurların beğenisini kazandı ve pek çok ödül aldı.

Film uyarlaması 2015 yılında gösterime girdi ve pek çok ödül kazandı. 88. Akademi Ödüllerinde dört dalda aday oldu, En iyi Kadın oyuncu Oscar’ı kazandı. Ayrıca pek çok dalda aday gösterilen film, en iyi film (AFI Awards), en iyi bağımsız film (Academy of Science Fiction, Fantasy & Horror Films) ödülleri yanısıra, en iyi kadın oyuncu dalında Screen Actors Guild Awards, Bafta ve Golden Globe ödüllerini de aldı. En iyi Uluslararası bağımsız film (British Independent Films Award) ödülünün yanısıra Emma Donoghue en iyi uyarlama senaryo (4th Canadian Screen Awards ve Chlotrudis Awards) ve en iyi senarist (13th Irish Film & Television Awards, ve Alliance of Women Film Journalists) ödüllerini kazandı. Yazar romanı sinemaya uyarlarken gerçekçi bir üslup kullanırken sahne uyarlamasında ise teatral, şiirsel bir dil kullanmayı tercih etmiş.

Romanının kazandığı ödüller:
2010 Hughes & Hughes Irish Novel of the Year, the Rogers Writers’ Trust Fiction Prize, the 2011 Commonwealth Prize for Fiction (Canada & Carribbean), W. H. Smith Paperback of the Year (Galaxy National Book Awards), the Forest of Reading Evergreen Award, Libris Awards from the Canadian Booksellers’ Association (Fiction Book and Author of the Year, American Library Association (Indie Choice Award for Adult Fiction ve an Alex Award.

Emma Donoghue’nun Room film uyarlaması dolayısıyla kazandığı en iyi senaryo ödülleri:
The Canadian Screen Award for Best Adapted Screenplay, the Irish Film and Television Academy Award for Best Screenplay, the Evening Standard Award for Best Adapted Screenplay and the Independent Spirit Award for First Screenplay, The Eda Award for Best Woman Screenwriter, the Austin Film Critics Association Award for Best Adapted Screenplay, the Indiana Film Journalists Association Award for Best Adapted Screenplay, the San Diego Film Critics Society Award for Best Adapted Screenplay, the Online Film & Television Association Award for Best Adapted Screenplay, the Nevada Film Critics Award for Best Adapted Screenplay (tied with Drew Goddard for The Martian), the Southeastern Film Critics Association Award for Best Adapted Screenplay, the Eda Award for Best Woman Screenwriter, the Vancouver Film Critics Circle Awards for Best Canadian Film and Best Screenplay in a Canadian Film, and the Washington DC Area Film Critics Award for Best Screenplay.

Yazar Hakkında:
Kanada’da yaşayan 1969 Dublin doğumlu yazar Emma Donoghue 1990 yılında University College Dublin edebiyat bölümünden mezun oldu. Ardından İngiltere’ye taşındı. 1997’de Cambridge Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı. 23 yaşından itibaren yazarak geçimini sağlayan Emma Donoghue, İngiltere, İrlanda ve Kanada arasında geçen yılların ardından 1998 yılında Kanada Ontario’ya yerleşti. İlk romanını (Stir-Fry) 1994 yılında tamamlayan yazar olarak pek çok farklı tarzda eser verse de kırk dile çevrilen Room romanı sayesinde tanınan yazar, roman, kısa hikaye, oyun, radyo oyunu ve senaryo gibi çeşitli dallarda eser vermektedir. 1993 yılında ilk oyunu olan I Know My Own Heart’ı yazan Emma Donoghue, ardından Ladies and Gentleman, Kissing the Witch, Don’t Die Wondering, The Talk of the Town oyunlarını yayınlamıştır.

Yarattığı etkileyici atmosferler, derinlikli karakterler ve çarpıcı hikayeleriyle tanınan Emma Donoghue eserlerini yazarken genelde tarihi ya da gerçek olaylardan esinleniyor. Yazarın son romanı AKIN 2019 yılında yayınlandı.