Yapıt Hakkında

Mualla

Roman, İstanbul’un ilk binicilik kulübü olan Sipahi Ocağı’nın dönemin ünlü yazarı Cevat Kartal’ın son piyesinin başarısı için verdiği büyük ziyafetle başlar. Davetliler içinde amcası Müfit Bey de vardır. Bu davet Cevat Kartal’ın büyük bir yazar olduğunu yansıtır. Ziyafet bitince Cevat Kartal, otomobili olmayan amcasını yanına alıp evine bırakır. Yolda evlenme konusu açılır ve Cevat Kartal, artık evlenmeye karar verdiğini, yengesinin akrabalarından olan kibar bir aileden, iyi terbiye görmüş, temiz ve ciddi bir kızla evlenip Kartal soyunu sürdürmek istediğini söyler. Ayrıca ölen eşi Müzeyyen’den olan kızı Zeynep’in de iyi bir biçimde yetiştirilmesi gerektiğini ekler.

 

Müfit Bey, Cevat Kartal’ın düşündüğü anlamda bir kız olduğunu ama epeydir görmediğini anlatır. Mualla, yoksul düşmüş bir ailedendir. Abdülhamid’in ileri gelen paşalarından birinin oğlu olan Nedim Bey’in en büyük çocuğudur. Nedim Bey, tüm varlığını eğlence hayatında tüketip İzmit’te büyükbabasından kalma bir eski konakta yaşamaktadır. Karısı hastadır ve beş çocuğu vardır. Nedim Bey’in karısı, Müfit Bey’in karısıyla akrabadır. Çok kibar ve çok iyi bir hanımdır. Müfit Bey’ler iki kez İzmit’te onların evinde kalmışlardır.

Mualla, babası hastalanınca, onun yerine evin yönetim sorumluluğunu üstlenmiş. Müfit Bey onları dört yıl önce, Mualla on altı yaşındayken görmüştür. Kendisindeki fotoğrafı Cevat Kartal’a ertesi gün gönderecektir. Eve gittiğinde konuyu karısı Naile Hanım’a da açar, üzerine konuşurlar.

Mualla’nın fotoğrafı Cevat’a gelir, beğenir. Tam o sırada Belkıs Hanım, yoksul çocuklar yararına vereceği toplantı için Cevat’ın bir piyes yazmasını istemek üzere evine gelir. Cevat kabul etmez. Ondan Pera Palas’taki baloda dans etme sözü alır.

Bu saatlerde Cevat Kartal’ın annesi Naime Hanım, Müfit Bey’lere gitmiş, o da tıpkı oğlu gibi, onların akrabalarından bir kız arayışına girmiştir. Müfit Bey, Cevat’la olan konuşmasını aktarır. Bunun üzerine sevinen Naime Hanım, konuştuklarının oğluna söylenmemesini ister.

Mualla karlı bir kış günü, bahçede yıkadığı giysileri taşırken, kardeşi Ayşe, ikizi Feridun’a acıktığını söyler. Oysa kendi de acıkmıştır. Tam o anda bahçe kapısında Cevat Kartal belirmiştir. Babasının adını söyleyerek, amcası Müfit Bey’den mektup getirdiğini, kendisiyle görüşmek istediğini aktarır.
Cevat Kartal, aslında Mualla’yı görmek için can atmış, bunun üzerine tarihle çok ilgili olan Nedim Bey’in arşivinden yararlanma bahanesi yaratılıp soluğu İzmit’te almıştır. Babasıyla tanışır. Annesiyle tanışır. Onların hayranlığını kazanır. Mualla’yı iyiden iyiye inceler, onun tarihsel konularda konuşur ve İstanbul’a döner. O gidince, babası annesi Mualla için böyle bir koca beklentisine girerler ki, bir zaman sonra Cevat Kartal’ın Mualla ile evlenme isteği mektubu gelir.

Mualla’nın babası annesi sevinçten bayılırken, Mualla’nın kararı olumlu değildir. Ancak babası, annesi bu kısmetin ailenin kurtuluşu olduğunu, kendi için olmasa da parasızlık içinde olan ailesinin kurtuluşu için evlenmesi gerektiğini söylerler. Mualla’nın düşüncesine değer verdiği Feriha Hanım da böyle düşünür. Babasının Müfit Bey’e yazdığı mektubun cevabı gelir, o da yeğenini tüm açıklığıyla anlatır Nedim Bey’e. Nedim Bey, iyi yanlarını Mualla’ya aktarır. Olumlu karar bildirilince bir gün Cevat Kartal’ın otomobili kapılarının önüne gelir. Kız istenir. Nişan tarihi 6 hafta sonrası için belirlenir. Ertesi günler Cevat Kartal aileyi hediyelere boğar. Her gün Mualla’ya çiçek gönderir. Konak da Cevat Kartal’ın yardımıyla çok iyi bir biçimde onarılır. Gelen konukların her birine ayrı bir oda verecek kadar büyük bir konak olduğu da ortaya çıkar. Mualla’nın annesi hasta olduğu için düğün konakta yapılır. Önce nikâh salonuna gidilip resmi işlem, ardından konakta tören yapılır. Mualla, tuvaletini hazırlarken gelen kayınvaldesi Naime Hanım, oğlunun huyunu, yapılmasını istediği şeyleri anlatır. Bunu Mualla’nın sorusu üzerine yapar. Ancak bunda biraz ileri gidip Cevat’ın bugüne kadar kimseyi sevmediğini, ölen karısını da hiç sevmediğini, kendisinin de onu sevmesi gerekmediğini söyler. Bu durum Mualla’yı çok üzer. İçinde biraz kıpırtı başlayan Mualla hayal kırıklığına uğrar. Nikâh sonrası gitmemeye kalkar ama istemeye istemeye Cevat’la otomobile binip Beykoz’daki çiftliğe gider. Zeynep’le tanışır. Çiftliğin modern döşenmiş büyük bir köşk olduğunu görür. Cevat, kendisi olduğu gibi, karısının da her şeyi yapmakta serbest olduğunu anlatma gereği duyar.

Mualla, çiftlik hayatına hemen uyum sağlar.. Önce Zeynep’le ilgilenmeyen, yaptığı işleri de beğenmeyen Matmazelin işine son verir. Kendi mürebbiyesine mektup yazar, ondan bir mürebbiye bulmasını ister. Köşkte kendini okumaya verir. Çevredeki komşularla ilgilenir. Orman bekçisinin kızı doğum yapacaktır. Ona ziyaretine geleceğine söz vermiştir. Giysiler de alıp ziyaretine gider. Tam o gün de Cevat çiftliğe gelir. Aslında telefonla haber vermiş, görevliler bir isteği olup olmadığını sormuşlardır. O da programını bozmayıp ziyarete yürüyerek gitmiştir. Dönüşte yağmura yakalanır. Sırılsıklam ıslanır. Cevat’la kapıda karşılaşır. Cevat, arabasız gitmesinin uygun olmadığını üşütebileceğini, hasta olabileceğini söylerken o, İzmit’te bunlardan da sert koşullar geçirdiğini söyleyerek, rahat olmasını ister.

Cevat, yazacağı yeni roman için, evdeki arşivden yararlanacaktır. Odasına kapanıp çalışır. Bu arada Mualla ile de küçük yardımlaşmalarla başlayan iyi iletişim, zamanla daha yoğun olmaya başlar. Mualla, arkadaşı Lamia’nın öğle yemeğine geleceğini söyler ama kocası öğle yemeğine değil birkaç gün kalmasını iste diye, hem gelmesinde sakınca olmadığını, hem de onun arkadaşına daha dostane ilgi göstererek, Mualla’yı mutlu eder. Hele de ondan iş isteyen komşu oğlunu işe alması, aralarının iyiden iyiye düzeldiğini, iyi gittiğini, Cevat’ın Mualla’ya saygı gösteren bir konuma geldiğini ortaya koymaktadır.

Cevat’ın istediği her şeyi itirazsın yerine getiren Mualla’ya zamanla ilgisi artan Cevat, öyle bir zaman gelir ki, her şeyi Mualla’ya danışmaya başlar. Ama bir yandan da istediği her şeyi yaptırır. Artık Şişli’deki eve gitmek ya da gezilere çıkmak gündeminden çıkmıştır. Beykoz’daki köşkte davetler verir, av zamanı arkadaşlarıyla buluşur, keyifli günler geçirir. Tüm bunların düzenlenmesinde evin hanımefendisi Mualla’dır. Hepsini de en mükemmel biçimde yapar.

Mualla’nın mağrur ve onca yılın ele avuca sığmayan yazarı Cevat Kartal’ı uslandırması başta annesi Naime Hanım olmak üzere herkesi şaşkına çevirir. Özellikle buna Belkıs Hanım çok kızar. Çünkü Belkıs, daha Müzeyyen’le evlenmeden önce kendisiyle evlenmek için birçok entrika çevirmiş, bunu başaramamış, elinden kaçırınca kendi de başkasıyla evlenmek zorunda kalmıştır. Ancak önce Müzeyyen ölmüş, daha sonra Belkıs’ın da kocası ölünce bu kez yine bir fırsat çıktı diye Cevat’ın peşinde koşmaya başlamıştır. Eskiden kendini hiç sevmeyen Cevat’ın annesi Naime, oğlunun Mualla’ya olan büyük bağlılığı, onu herkesten üstün tutan tutumu yüzünden, Belkıs’a sempati duymaya başlamış, onun gelişgidişini isteyen bir tavır içine girmiştir. Oysa Belkıs’ın tutumu hiç değişmemiş, Cevat’ı elde etmek için ne mümkünse, yapmayı ilke edinmiştir. Bunu anlayan Cevat, Belkıs’ın evine gidip yüzüne karşı bir daha köşke gelmemesini istemiştir. Onu korumaya çalışan annesine gereken uyarıyı yapmış, Mualla’yı hiç kimsenin üzemeyeceğini, onu çok sevdiğini, ilk kez bir kadını sevdiğini söylemiştir.

Aşkı için yıllarca bekleyen sevgisini saklayan Mualla, hem özlediği bir yaşama ve aşka kavuşur, hem de bugüne kadar sevmeyen Cevat Kartal’ı değiştirerek, kendine âşık bir hale getirir.

 

 

Sinema & TV Uyarlamaları

TV Filmi

Yıl : 1998

Yapımcı : Bülent Pelit

Yönetmen : Ülkü Erakalın

Oyuncular : Kerem Alışık, Nilüfer Açıkalın, Engin Çağlar

Sinema Filmi

Yıl : 1971

Yapım Şirketi : Pesen Film

Yapımcı : Nevzat Pesen

Yönetmen : Nevzat Pesen

Oyuncular : Fatma Girik, Kadir İnanır, Diclehan Baban

Sinema Filmi

Yıl : 1964

Yapım Şirketi : Ülkü Film

Yapımcı : Ülkü Erakalın

Yönetmen : ÜlkÜ Erakalın

Oyuncular : Türkan Şoray, Ediz Hun, Kenan Pars, Aliye Rona

 

 

Yapıt Sahibi

Bütün Yapıtları

  • Sen ve Ben (1933)
  • Aşk Fırtınası (1935)
  • Bahar Çiçeği (1935)
  • Sonsuz Gece (1935)
  • Bir Genç Kızın Romanı (1938)
  • O ve Kızı (1940)
  • Kezban (1941)
  • Mualla (1941)
  • Aşk ve İntikam (1943)
  • Bülbül Yuvası (1943)
  • Dağların Esrarı (1943)
  • Perdeler (1943)
  • Saadet Güneşi (1944)
  • Sabah Yıldızı (1944)
  • Garip Bir İzdivaç (1944)
  • Aşkla Oynanmaz (1944)
  • Kalbin Sesi (1944)
  • Küçük Hanımefendi (1945)
  • Nişan Yüzüğü (1945)
  • Lâle (1945)
  • Çiçeksiz Bahçe (1947)
  • Büyük Yalan (1948)
  • Aşk Tılsımı (1949)
  • Çamlar Altında (1949)
  • Gönül Yolu (1950)
  • Sarmaşık Gülleri (1950)
  • Sevmek Korkusu (1953)
  • Kırılan Ümitler (1957)
  • Mağrur Kadın (1958)
  • Bir Rüya Gibi (1958)
  • Sevgim ve Gururum (1959)
  • Yılların Ardından (1960)
  • Işık Yağmuru (1962)
  • Kıvılcım ve Ateş (1963)
  • Gençlik Rüzgârı (1963)
  • Bir Bahar Akşamı (1966)
  • Bulutlar Dağılınca (1966)
  • Uzayan Yollar (1967)
  • İlk Aşk (1967)
  • Bir Gün Sabah Olacak mı? (1972)
  • İki Kalp Arasında (1972)
  • Uğur Böceği (1974)
  • Yabancı Adam (1980)