Dear Elizabeth

20.yüzyılın en önemli şairleri olarak bilinen Amerikalı Elizabeth Bishop ve Robert Lowell arasındaki kapsamlı ve yaratıcı yazışmaları mektuplar aracılığıyla anlatır. Sevgili Elizabeth, arkadaşlığın, sanatçının ve aşkın farklı bir tür hikayesidir. Bishop ve Lowell’ın otuz beş yıllık süren arkadaşlıkları boyunca birbirlerini içtenlikle destekleyerek yaşam ve sanat dalında birbirlerine hizmet ettiler. Ünlü oyun yazarı Sarah Ruhl, okyanusları, kıtaları ve zamanı aşan iki yazar arasında dostluğun lirik ve hareketli bir portresini bize sunar.

Okuduğum bu sekiz yüz sayfada, iki yaşamın kolları nadiren buluşuyor. Geleneksel anlamda bir hikaye olmamasına rağmen neden bu kadar çekici bulduğumu düşündüm: Hikayenin nasıl ortaya çıkacağını öğrenmeyi göze aldım. Hayat nasıl ilerler ve ilişki nasıl sona erer? Ama ayrıca mektupların her zamanki edebi, ‘öykü’ duygusuna direnmiş oluşunu sevdim, bu mektuplar bize yaşanmış yaşama bakmamızı sağladı. Düzenli değil. Ortada iki görkemli Yunan yayı buluşmuyor. Bunun yerine: İçten şiirsel yaşam arasında, şekilsiz, özel, ani, sıradan bir yaşamın yaşadığı gibi bir diyalektik. (Sunumdan bir alıntı)